Serçe ürkekliği…

Sen hiç soğuktan tir tir titreyen serçe kuşlarını gördün mü?

Bir ağaç dalında, bir duvar dibinde, bir pencere önünde.

Ağlaşır gibi iniltiler içinde kıvranırlar, ya saklaşırlar birbirlerinin koynunda ya acılara yenik düşer, boyun bükerler.

İnsansan uzatırsın ellerini, usulca siner parmak uçlarına, sonra an gelir yüreği çırpınır, kanatlarını kaldırır önce sonra gagasını, kıpırdar körpe bedeni ve ılgın esen bir rüzgâr gibi akıp gider hayata.

Çocukluğumda kiraz ve ceviz ağaçları kovuklarında kışlayan serçeler ve karakuşlar tanımıştım, bir buğday tanesi ve tek damla su için avuçlarıma konarlardı sevinçlenirdim.

-Masal gibi.

-Bu hayat böylesi bir masal olsa keşke, yağmasa üstümüze bunca kahır, bunca keder, bunca elem.

-Çok şey bekleme bu masaldan ikimizde biliyoruz sonu hep hicran.

-İçim burkuk. Ne şu denizdeki dalganın şakıması, ne derine daha derine dalan şu karabatak, ne karşımızda ötüşür gibi koklaşan şu iki genç, ne şu yudumladığım çay, ne başımızın üstünden uçan bulut umut veriyor bana.

Yeni bir türküye, şiire, yeni bir filme, oyuna, dansa, yeni bir senfoniye gereksinmem var. Başı sonu belirsiz bir ırmak gibi çağıldasın dursun, masmavi olsun, gölgesiz gökyüzleri gibi.

-Hayal kurma işinde ustalaştık, umudun bile mavisini arıyoruz.

-Neden olmasın, neden? Bu kadar mı tükendi vicdan, bu kadar mı eridi erdem, bu kadar mı yitti insan. Peki, kim bu vapuru dolduranlar, kim şu kıyıdaki karınca kalabalığı, kim şu meydanlarda sevdalarını birleştirenler hepsi mi serçe korkaklığına saklanıp yaşıyorlar.

-Korkuyorlar ses etmekten, canları yanacak diye düşünüyorlar.

- Çocuklar düşüyor toprağa kan içinde, parça parça bedenleri, işsizlik karakış oldu, adaletsizlik irin gibi yağıyor, hayatları çalındı, bunlar canımız yanacak diye mi düşünüyorlar?

-Belki bir yerlerde ışıyacak bir kıvılcım bekliyorlar, yoksa dayanılır gibi değil.

-Işık hep var, hep var aydınlık, güneş her gün doğuyor, hep var yıldızlar, gökyüzü kalabalık. Olmayan tek şey; insanın kendi umuduna, kendi yüreğine olan güveni. Yitmiş gitmiş sevinçleri, hüznü kuşanmış tepeden tırnağa, acıyı bal eylemiş, lal olmuş dili.

-Vapur yanaştı..inmeliyiz.

-Yarın sabah görüşürüz. Ezberle şu şiiri, bedenine giydir, soluk ol ona, cana can vermek gibi, sar sarmala onu, kuşan gel sevdayı, aşkı birazda cesareti gerisi kolay.

-Kolay gelsin.

-Sana da.

[email protected]