Savulun…

Ülkenin bir yarısında yaşanan fiili savaş durumu artık çığırından çıktı.

İnsanları telefon mesajlarıyla görevlerini bırakıp bölgeyi terke, halk göçe zorlanıyor.

Sokağa çıkma yasağı ilanları duyuyoruz, okullar, hastaneler, kapatılıyor.

Her gün çatışma, her gün kan, her gün ölüm, her gün binlerce çığlık.

Hızlıca içi-dışı öfke ve nefret dolu bir iç kargaşaya savruluyoruz.

Çaresizlik ve umutsuzluk ölüm korkusuyla birleşince insan zulme yenik düşüyor.

Birlikte susuyoruz.

Uzakta yaşanan acının sesi duyulmazmış!

Çözüm adıyla söylenen yalanlar iflas edince aklını, ‘terörü terör ile bitirmek’ gibi bir makasa kilitleyenler saltanatlarını sürdürmek için acımasız kumpaslar kuruyorlar.

Peki, çıkış var mı?

Yok.

Yapılan saldırılar yalnızca kini büyütür, hıncı çoğaltır, acıyı katmerler, kardeşliği bitirir ve düşmanlık dağ olup geleceğe, oradan da üstümüze taşar.

Aynanın sırlı olan bölümünde daha ne hinlikler var birlikte göreceğiz.

Ancak kim olursa olsun, kendi halkına savaş açanlar kaybedenler olacaktır.

Buradan, ‘aklınızı başınıza toplayın ne yapıyorsunuz’ filan demenin çare olmadığını biliyorum.

Kanı durdurmak isteyenler ortaklaşmadıkça da hiçbir çözüm üretilemeyeceğini de biliyorum.

Ülke zaten bir toplama kampına dönüşmüşken, kentlerde göçmenlerden oluşan köle pazarları kuruluyorken, insan kaçakçılığı meslek edinilmişken, fuhuş ve her tür ahlaksızlık veba mikrobu gibi yayılmışken, hırsızlık meslek edinilmiş, talan devlet politikası yapılmışken, hak- hukuk-adalet iç edilmişken, doymak bilmez akıl fukaralığı rant avcılığının merkeziyken, sanat-sanatçı-gazeteci-uygarlık ve çağdaşlık düşman ilan edilmişken ve umutsuzluk gündelik aş olmuşken ellerini bağlayıp bekleşenler de kaybedecekler.

Dibe vurmanın sonu yok diyenler yanılırlar.

Beterin beteri var.

Savrulduğumuz yer lağım çukurudur ve orada din cambazlarıyla para tapınmacılarının ortaklığı var.

Bu ortaklık elli yıldır ülkeyi ele geçirmek için her tür soysuzluğu yapan gericiliğin son durağıdır.

Her şey açıktır.

Burada eşitlik, burada özgürlük, burada aşk, burada sevinç burada gelecek yoktur.

Burada obur bir talancının bitmek bilmeyen ihtirasları vardır.

Kurtulmanın ise tek yolu.

O da; bu kan, ölüm, katliam ve talan kusan sistemi çöpe süpürüp özgür, eşit ve bağımsız, onurlu ve erdemli yeni bir vatan yaratmaktır.

Tek yolu da 100 yaşına giren Aziz Nesin’in ‘Savulun sosyalizm geliyor’ sesine kulak vermektir.

Yoksa yoğuz.

[email protected]