Şan olsun bu ‘şeref’ size…

Evet, doğrudur bütün darbelere tanıklık etmiş biri olarak böylesi aşağılık bir dönem yaşamadım.

Hayatımın yarısı adliyelerde geçiyor.

Dava üstüne dava açılıyor.

Başta RTE sonra Davutoğlu sonra zamanın Kültür ve Turizm şimdinin AB Bakanı Ömer Çelik sonra Reza Zarraf ve Sümeyye Erdoğan’ın açtığı davalar.

Hepsi hakaret davaları, yetmedi Ömer Çelik ve Reza Zarraf tazminat davaları da açtılar.

Davacıların isimlerini özellikle yazdım,  içlerinde sizi şaşırtacak isim yok.

Ülke adaletsizlikle kavrulurken, hukuk ayaklar altında çiğnenirken, binlerce insan adliye kapılarında süründürülür, cezaevlerinde ranza kavgası yapılırken, gazeteciler kelepçelenip, yazarlar hücrelere atılırken, radyolar, televizyonlar, gazeteler, dergiler yasaklanıp dernekler, vakıflar mühürlenirken, tiyatroların kapısına mühürler vurulup meslektaşlarım işlerinden atılırken, işsizlik ve yoksulluk ağlaşırken benim durumum deve de kulak.

Ama ya Nihat Behram’ın durumu, işte o vahim!

Burada olayı detaylandırmayacağım. Üstüne yazıldı, çizildi, basın açıklamaları yapıldı.

Ancak anımsayın, davacı Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek; ‘Tezkereye Hayır’ diyen Sanatçılar Girişimi katılımcıları tüm sanatçıları ‘Vatan Haini’ ilan etmişti.

Ben yanıt verdim, Nihat ağabey yanıt verdi, Ümit Zileli yanıt verdi.

Aydınlık gazetesi olayı tam sayfa haber yapıp bizleri ülkenin savaş sevicilerine, talancılarına, yalancılarına, hırsızlarına, vurguncularına, sanat-sanatçı düşmanlarına, katillerine ihbar etti.

Uzatmayacağım.

Nihat ağabey, ülkenin sanatçılarına ve elbette kendisine ‘vatan haini’ denmesinin yanıtını gereğince verince, D.Perinçek bir yazı ile karşılık vereceğine AKP’nin yargısına başvurdu.

Şaşırmadık!

Sonunda mahkemeleşildi ve Nihat ağabeye 5 ay 25 gün ceza verildi.

Üzüldük mü hayır.

Utandık mı hayır.

Kazanan AKP yargısı oldu.

Kazanan ‘tezkereye evet’ deyip, binlerce insanın kanının dökülmesini onaylayanlar oldu.

Kazanan doğmamış çocukları katleden canileri alkışlayanlar oldu.

Kazanan kardeşkanına el sürüp yüz yıkayan çağın canileri oldu.

Kazanan İslam faşizminin iz sürücüleri oldu.

Kazanan doğayı ve hayvanları ve kültürel tüm varlıkları talan eden soysuzlar oldu.

Kazanan savaş salyaları dökerek kin ve nefret kusan halk düşmanları oldu.

Kazanan sanat ve düşmanları oldu.

Nihat Behram ve biz kaybettik öyle mi?

Şan olsun bu ‘şeref’ size.

Utanmayın, arlanmayın tepe tepe kullanın.

[email protected]