Pireli...

Nâzım Oyuncuları olarak 2010-2011 Tiyatro Sezonunda, Orhan Veli şiirleri ve şiirlerinden yapılmış şarkılardan oluşan CEP DELİK CEPKEN DELİK adlı bir gösteri hazırlamıştık.

Gösteri, Ankara Tiyatro Festivali ve Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali dâhil birçok kente kalabalık seyirci toplamıyla buluştu.
Şiirlerin yalınlığı, içtenliği ve toplumsal gerçekliğimizle örtüşen su gibi duruluğu büyük beğeni topladı.

Orhan Veli’nin sözcükleri, bir çocuk eli sıcaklığında yüzünüze dokunup, hiç beklemediğiniz bir anda kapınızı çalan hazan aşkı renginde aklınızı kuşatıyor.

Gülüşler sarıyor her yanınızı.

Katıla katıla çiçekler açıp, kahkahalara boğuluyorsunuz.

Bu dil ustası şairin şiirleri, tiyatromuzun temel taşı Müşfik Kenter hocamızın bedeniyle-aklıyla ve ruhuyla bir bütündü.

Son yolculuğuna uğurlarken, Kenterler Tiyatrosu sahnesinin orta yerinde alkışlarımızla selamlanan Müşfik Ağabey, yanına Orhan Veli Kanık’ı almıştı.
Kimseler görmedi.

Şiirler ustamızın sesiyle salonu doldururken, bazılarımız iki kez ağladık.

Kapattık gözlerimizi, gözyaşlarımız İstanbul gibi içimize doldu.

Saman sarısı anılar deldi yüreklerimizi, martılar kondu salonun dört bir yanına, vapurlar iniltilerle geçti hocanın önünden, kırlangıçlar çınladı.

Kimseler görmedi.

Aslında erguvan vaktiydi, anlayamadık.

Tuz ve deniz ve güneş kokularıyla baharı avuçlarımıza taşıyan ada güllerini göremedik.

Sokak satıcıları, helvacılar, fayton sürücüleri oradaydılar, göremedik.

Bir serçe kanadında uçup gitti koca bir yürek.

Geriye çok şey kaldı hep yaşayacak olan, önce bir kadeh yarenlik sonra bin yudum insan.

Sizler için, aşağıdaki Orhan Veli şiirini Müşfik Hocadan ödünç aldım ve tutup elinden karşınıza getirdim.

Okuyunca kapayın gözlerinizi ve erguvan vakti bir İstanbul sabahını düşünün isterim, bir de Müşfik Kenter’i, bir de Orhan Veli Kanık’ı, bir de memleketimin zulüm içinde kıvranan işçi Mehmet’ini, öğrenci Hasret’ini, yoksul binlerini ve bitip tükenmeyen yalan yazıcılarını, sanat düşmanlığını ve her şeye karşın inatla yeniden üstümüze doğan güneşi.

Pireli şiir
Bu ne acayip bilmece
Ne gündüz biter ne gece
Kime söyleriz derdimizi
Ne hekim anlar ne hoca

Kimi işinde gücünde
Kiminin donu yok kıçında
Ağız var kulak var burun var
Ama hepsi başka biçimde

Kimi peygambere inanır
Kimi saat köstek donanır
Kimi kâtip olmuş yazı yazar
Kimi sokaklarda dilenir

Bu düzen böyle mi gidecek
Pireler filleri yutacak
Yedi nüfuslu haneye
Üç buçuk tayın yetecek

Karışık bir iş vesselam
Deli dolu yazar kalem
Yazdığı da ne
İpe sapa gelmez kelam

[email protected]