Teker teker ve hep beraber öldürülüyoruz.
Ülke artık cellâtların cehennemi!
İnsanlık öldükçe; gözden çıkarıldığı düşünülen akıl, teslim olmayacağını ve bu pis tezgâhın bitmediğini göstermek için aç sırtlanlar gibi dişlerini gösteriyor.
Biliyoruz.
Kan, kin ve nefret ile beslenen herkes için koltuk değerlidir ve öyle kolay kolay yapıştıkları yerden gitmezler.
Sonlarının geldiğini anlamış olduklarında ise yapamayacakları yoktur.
Küfür, yalan ve korku büyütülür, baskı ve zorbalık dağ yapılır, her tür talep şiddet kullanarak bastırılır, olmadı toplumun içine canlı bombalar salınır, ölüm tuzakları kurulur ve kan henüz kurumadan ‘büyük devlet, güçlü iktidar’ nutukları savrulur.
Haklı olan hep o dur.
Mağdur edilen devlettir, devletse kendileridir!
Gerisi önemsizdir.
Bunun güdümleri altına aldıkları beslemelerinde bir karşılığı olduğunu bilirler, bu yüzden içleri rahattır!
Umursamazlar, iki hamaset dolu nutuk, iki dua ve çokça tehdit ile her şeyin üstesinden gelineceğini sanırlar.
Hiçbir sorumluluğu üstlenmezler, suçu terör örgütlerine yıkarlar ve sütten çıkmış ak kaşık misali işlerine devam ederler.
Basın denen kepazeliğin içindeki yandaşları, trolleri ve arkalarına taktıkları yemlenen gruplar ağız birliği edip mağduriyet nutukları çekerler.
Bu satırları yazarken, ülke içinde dolaşımda olduğu söylenen bomba yüklü araçlarla ilgili haberler okuyorum.
Korku ve kaos duvarı ne kadar yükseğe örülmeye çalışılıyor anlayabiliyorum.
Tüm ülkeye tek şey söyleniyor; Başınızı kaldırırsanız ölürsünüz, susun ve bekleyin!
Bu yobaz kurnazlığıdır.
Biz bu her yerinden kan, kin, nefret, düşmanlık ve ölüm saçan iğrenç filmi Suruç katliamından beri izliyoruz.
AKP tüm katliamlar için 79 milyona verdiği hiçbir sözünü tutmamıştır.
Katiller halen içimizdedir ve nerede ne zaman karşımıza dikilecekleri belirsizdir.
Bırakın tek tek yurttaşları ne içeride ne dışarıda ülkenin can güvenliği yoktur.
Yolun sonuna gelinmiştir.
Ya her birimiz ayrı ayrı can güvenliğimizi korumaya çalışıp toprağa düşeceğiz ya da bu gerici aklı birlikte süpürüp aydınlığa koşacağız.
Katliam sonrası Ankara’dan yükselen ses bu gerçeğin ta kendisidir.
“Kininiz, nefretiniz, partiniz, paranız, dininiz, ırkçılığınız, iktidarınız, başkanlığınız batsın”