Mezarsız ölüler…

Ortalık öylesine karışık ki anlık gelişmeleri izlemezseniz süreçten kopuyorsunuz.

Memleketin çivisi çıkarıldı, her saat başı yeni bir olay.

Tarihimizin en büyük hırsızlığını örtmek için operasyon üstüne operasyon yapan AKP aslında neye uğradığını şaşırmış durumda.

‘Faiz lobisi, dış mihraklar’ gibi düzmece yalanlar tükenince, halka bağırıp-çağırıp, hakaretler yağdırıp, Haziran Direnişi’ne kin kusup, önündekini-arkasındakini-sağındakini-solundakini ‘düşman-hain’ ilan edip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.

AKP 11 yılda hiç bu kadar zor duruma düşmemiştir herhalde.

Baksanıza gelen geçen bunlara vuruyor.

Dün Kılıçdaroğlu’nu dinledim, “Çete arıyorsan topla bakanlar kurulunu onların içine bak, çetenin başını arıyorsan aynaya bak” dedi ve sustu!

Öte yandan sokaklar, meydanlar, stadyumlar ‘hırsızzzvaaarrr!’, ‘her yer rüşvet, her yer yolsuzluk!’ sesleriyle hop oturup hop kalkıyor.

‘Hükümet istifa!’ diye yer gök inliyor.

Partisi ‘Ayakkabı Kutusu Partisi’ diye anılmaya başladı.

‘İstifaların arkası gelecek, yeni dosyalar, kasetler geliyor’ deniyor.

Avrupa basını, “Böyle giderse Esat, Erdoğan’ın gidişini görecek” diye manşetler atıyor.

Durum bu kadar vahim!

Ekonomideki tepe taklak gidiş ise durdurulacak gibi değil.

Yakında yiyicilikte ortaklaşmış sermaye çevrelerinden sesler yükselecektir.

Şimdi acemi satranç oyuncusu gibi, hangi taşı nereye süreceğini bilemeden hızla mat olmaya doğru yol alıyor.

Aklı karıştı, vücut dili değişti, yüzüne yeni tikler geldi kondu, konuşurken sürekli dili tutuluyor, ağzı kuruyor.

Her yerde aynı şeyleri söyleyince yaptıklarına kendi de şaşırır oldu.

Kefen desteği bile moralini düzeltemedi.

Sahi o neydi öyle, ellerinde bayraklar, kafalarında fesler, üstlerinde Amerikan çaputu.

Sanırsınız mezarsız ölüler!

Tuhaf çok tuhaf, yakında mezar taşlarını da yüklenip gelirler bunlar!

Hadi bunu da geçtim, siz de öyle yapıyorsunuzdur ama halktan korkunun vahametinden daha da şaşırtıcı olanı var.

Konuşma yaptığı yerlere dikkat edin.

Büyük bir sahne, çevresi kameralarla donatılmış bir kürsü, halkla arasında en az 100 metrelik bir mesafe ve yer-gök sivil-resmi-polis polis polis.

Kuş uçurtulmuyor.

Aykırı her tür ses anında darp edilip gözaltına alınıyor.

Zaten insanlar alana girerlerken öyle bir üst aramasından geçiriliyorlar ki neredeyse tek donları çıkartılmıyor.

Tuhaf, çok tuhaf!

Hangi lider bu kadar halkından korkardı? Faşist Kenan mı, Çoban Sülü mü, Çiller mi yoksa hepsinin ağa babası Menderes mi?

Korkuya bakın, beyimiz Manisa’da miting yapıyor 70 kilometrelik İzmir’e uçakla gidiyor.

Bu arada havaalanlarında miting yapmak yasak değil miydi diye soracağım, ama kim takar yasağı?

Başa dönersek, bu yeni haftanın yakından izlenmesi gerekir.

Baksanıza hırsızlığını örtme operasyonu için yapamayacağı yok, en son HSYK’nın açıklama yapma yetkisini budamış, İçişleri Bakanı operasyon hazırlığı yapıyor.

Mezarsız Ölüler deyince Jean Paul Sartre’nin ünlü oyununda, ‘nasıl var oluruz’ sorgulanırken, erdem ve ahlak üstüne derinlemesine analizlere toslarsınız. Kendinizi, geleceği, toplumsal dönüşümleri tartışır, tapınmanın insanoğlunu nasıl aşağılık bir sıradanlığa ötelediğini anlarsınız.

Şu kefen giymişlerin bundan haberleri var mıdır dersiniz?

Soruyu ortaya attım ama yanıtlamak bile istemem.

Bugünlerde dipten gelen büyük ve umutlu bir dalga var, yüksele yüksele kentlerden mahallelerine kadar ulaştı.

Dalganın adı SOL CEPHE.

Üstümüze taşan pisliği temizleyip yaşadığımız namussuzluklardan en namuslu biçimiyle hesap soracak devrimci bir akıl birliği.

Aklım orada.

2014 yılı ülkeyi bütün pisliklerden temizlemek için yeni direnişlerin yılı olacak, bu şimdiden belli.

Kış çabuk geçer, Bahar ise isyancıdır.

[email protected]