Korkuluk…

Sanat ve sanatçı düşmanlığında sınır tanımaz oldunuz.

Bir yandan tüm sanat alanlarını bitirme operasyonu için son hazırlıklarınızı hızla sürdürüyor öte yandan özel tiyatrolar üstünde diktatörlük kurmak için yeni düzenlemeler yapıyorsunuz.

Oynadığımız oyunlara ’genel ahlak değerleri’ gibi insan aklına bile aykırı bir kıstas koymakla yetinmediniz oyunlarımızı da sansürleyeceksiniz!

Neymiş efendim, “Bakanlık desteği için yapılacak başvurularda oyun metinleri de dosya ya konacak”

B. Brecht’i, V. Shakespeare’i, Vasıf Öngeren’i, Nâzım Hikmet’i ve binlercesini kelime kelime tarayıp tırpanlayacaksınız sonra da ‘alın bunu oynayın’ diyeceksiniz öyle mi?

Kim verdi size bu aklı?

Mustafa İsen mi, İskender Pala mı yoksa Devlet Tiyatroları’nın başına kondurduğunuz Mustafa Kurt mu?

Biz bunu 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleri süreçlerinde gördük, yaşadık.

Anadolu’nun neresine gidersek gidelim, oyun oynamak emniyet ve mülki amirin iznine bağlıydı.

Dahası oynayacağımız oyununun metnini emniyete teslim etmek yetmez oyuncuların nüfus kayıtları ve ikamet bilgilerini de vermek zorundaydık!

Oyunlarımız, görevlendirilmiş polislerce izlenir ve hayatlarında ilk kez bir tiyatro oyunu izleyen bu cahiller sürüsünün tutanakları aracılığı ile mahkemeleri, cezaevlerini boylar ve yasaklanırdık.

Türkiye tiyatro tarihi, bu tür onlarca uygulamanın belgeleriyle doludur.

Sıkıyönetim komutanlıklarının emirleriyle, mahkeme kararları bile olmadan kapısına kilit vurulan, yasaklanan onlarca tiyatro var.

Gün oldu direndik ve duvarı aştık, bütün bu uygulamaları çöpe attık.

Şimdi dünü unutarak ve kazanılmış tüm haklarımızı tırpanlayarak ‘dosya ya oynanacak oyunun metnini de koyma’ faşist dayatmasını Kültür Bakanlığı olarak siz yapmaya karar vermişsiniz!

Ne yapmamızı bekliyorsunuz, perdelerimizi kapatıp susup teslim olmamızı mı?

Yanılırsınız.

Tiyatro sanatı tapındığınız tüm ırkçı, gerici, faşist dogmalar ortalarda yokken de vardı, yine var olacak.

İnsanoğlu gerçeğin peşinden koştukça erdemli oldu, onurunu korudu ve geleceğini kurmak için yaşadı.

Bugün de öyle oluyor.

Siz alanlarımıza saldırdıkça salonlarımız doluyor.

Siz adaletsizliğinizi, hukuksuzluğunuzu ve düşmanlığınızı kustukça bu toplum sanata ve sanatçısına sahipleniyor.

Durduramazsınız, durduramayacaksınız.

Korkuluk yıkılır.

[email protected]