Kir...

Ansiklopedi gibi kadın.

Ne sorarsan yanıtı var.

Bilmediği yok!

Kim kiminle ‘mercimeği fırına vermiş’ sor, anında söylesin.

Ülkemin ‘tacı elinden alınmış güzellik kraliçesi’ ve ‘seks idolü’!

Kimin eli kimin şeyinde, hangi patron hangi manken eskisinin yavuklusu, dokun şakısın.

Bitmedi.

Kimin kaç parası var, geceler boyu ‘uçan kuş olmak’ ne işe yarar, dergicilik nasıl yapılır, tenis nasıl oynanır, en iyi dansçı nasıl olmalıdır, en iyi ses kimdedir, en iyi kalçayı kim kıvırır gibi ‘üstün akıl’ belirtisi olan tüm meziyetler, hanımefendinin uzmanlık alanına girer.

Küçümsememek lazım, bunları bilmek, engin bir deneyim-yaşanmışlık gerektirir!

Bu yüzden kadın bir bilge.

Günde on gazetenin tüm magazin sayfalarını okur, bazı köşe yazarlarını mesela Ertuğrul Özkök’ü, Nazlı Ilıcak’ı döner döner yine okur.

Ülkede ve dünyada ‘sosyete âleminde’ olup biteni yakından izler.

Menfaat siyasetiyle ilgilenir.

Ekranlardan, padişah bozuntusuna hayranlığını ve ‘taptığını’ söylerken, bilgeliğine bilgelik kattığının farkına varırız, seviniriz!

Sinema tarihinin içini-dışını bilir!

Haberiniz yoktur, siz onu alış-verişe gitti sanırsınız ama o tüm dünyayı festival festival dolaşır!

Tiyatro aşığı yetmedi, oyuncusu!

Tiyatro sahnesinde çok başarılı olduğu için de “tiyatroları özelleştiriyorum” diyen kara aklın şakşakçısıdır.

Allah’ına kadar opera bilir, bale bilir, senfoni bilir, klasik müziğe bayılır.

Bilmezsiniz diye yazıyorum, her sabah banyosundan arya sesleri yükselir!

Bu yüzden ‘AKM yıkılsın’ diyen güruh ile birlikte aynı koroda yer alır.

Müzik onun için ‘geçim kaynağı olmaktan çok öte’ olduğu için Türk sanat müziğinin içine etmekte beis görmez!

Bu tür meziyetleri ve daha bilmem neleri neleri olan biri, 49. Antalya Altın Portakal Film Festivaline Jüri Başkanı yapılmayacak da kim yapılacak?

Biz de bir tuhafız.

Kirlenmişlik ve cahillik el ele verince oradan ne çıkar diye soruyor, yanıtını veriyor sonra da bir garip, zavallı Hülya Avşar’ı topa tutuyoruz.

Neyimize gerek.

Ülkem sinemacılarına, 'sanat âlemine’ hayırlı uğurlu olsun.

Hatta tepe tepe kullansınlar ve değerini bilsinler, çünkü seneye festivalin 50. yılında İbrahim Tatlıses ‘jüri başkanı’ yapılırsa, şaşırmamak gerek.
49 yıllık tarihine, Atıf Yılmaz’a, Yılmaz Güney’e, Halit Refiğ’e, Metin Erksan’a, Memduh Ün’e, Zeki Ökten’e ve binlerce oyuncuya-yaratıcıya saygısızlık oluyormuş, sinema tarihimiz ayaklar altına alınıyormuş size ne.

Levent Kırca ile Kutluğ Ataman küçük hanım ‘yetersiz’ diye Jüriden istifa ediyormuş, geri kalan üyeler kıs kıs gülüyormuş, bu ayıp yalnıza Antalya Altın Portakal Film Festivali Vakfı’nın değil ülke sanatçılarının ayıbı olarak tarihe kalıyormuş bana ne.

Kir kirdir ne ile yıkarsan yıka kir olarak kalır.

[email protected]