Kim terörist…

Çin Halk Cumhuriyeti Pekin’de yeni bir havalimanı yapıyor. 

Adı Daxing.

Dünyanın en büyük havalimanı olacak ve 2019 yılında açılacak.

Tesadüf bu ya Daxing Pekin’deki 3. havalimanı.

Terminal alanı 700 bin metrekare. 

Yaklaşık 100 futbol sahası büyüklüğüne eşit.

Bizdeki gibi başka bir havalimanından taşınan kullanılmış teknolojik gereçlerle değil, 21. yüzyılın en gelişkin teknolojik ürünleriyle donatılıyor. 

Adeta dev bir uzay üssü.

100-130 milyon yolcu kapasiteli.

Maliyeti ise yaklaşık 12 milyar dolar.

İstanbul’daki 3. havalimanın maliyeti ise 35 milyar dolar. 

Daxing yapımı sırasında kesilen tek ağaç, kurutulan su havzaları, yok edilen endemik bitkiler yok.

Çevresinde betondan yapılaşma olmayacak, var olan doğal yaşam talan edilmeyecek.

İçine AVM değil bir havacılık müzesi, iki adet sanat merkezi ve galeriler yapılacak.

İnşaat devlet denetiminde yapılıyor, üç-beş kan emici çeteciye peşkeş çekilen tek santimetrelik rant yok, zararı halka fatura edilmeyecek, ulaşımı var olan taşınma rakamları üstünden ve en gelişkin raylı sistem hatları aracılığı ile sağlanacak.

Tüm yapım aşamasında çalışan işçiler, mühendisler devletin güvencesi altında.

Arada taşeron firma adlı asalaklar yok.

İşçiler vardiyalı olarak günde 8 saat çalışıyor, “fazla mesai” adıyla emek sömürüsü yok. 

3. havalimanında ise işçiler 12 saat çalıştırılıyorlar.

Çalınan emeklerini maaş adıyla yarısını elden (alabilirlerse) diğerini banka yoluyla ve kesintilerle alıyorlar.

Çin’deki işçiler de barakalarda barınıyorlar, yemekhaneleri de aynı yerde ama ne tahtakurusundan ne zehir-zıkkım edilen yemeklerden ne de sağlıksız yaşam koşullarından şikâyet var.

Spor yapabilecekleri alanlar var, tam donanımlı bir hastane gibi ücretsiz sağlık hizmeti veren sağlık merkezleri var, kente gitmek için ücretsiz servisleri var.

Daxing’de 73 bin işçi çalışıyor ve şu ana kadar iş cinayetine kurban edilen işçi yok.

Şantiye alanı çevresinde ne Jandarma barikatı var ne polis barikatı.

İstanbul 3. havalimanında 31 bin işçi çalışıyor ve iş cinayeti ile katledilen işçilerin sayısı gizleniyor.

İçeriden taşan haberler devletin açıkladığı rakamların gerçekçi olmadığını kanıtlıyor.

Cumhuriyet gazetesinden Mehmet Kızmaz inşaatın başından beri burada çalışan kamyon şoförü C. ile yaptığı söyleşide gerçek ortaya saçılıyor.

“En az 400 işçi kurban oldu. Şantiye değil işçi mezarlığı. İşçilerin ailelerine 400 bin lira gibi bir tazminat verip insanları susturuyorlar.” diyor.

“Burada yalnız Türk işçiler yok, Almanya ve Vietnam’dan gelen işçiler de var. Onlar paralarını dolar olarak alıyorlar, ayrı yemekhaneleri var, karavanlarda kalıyorlar.”

İstanbul 3. havalimanında Köle Değiliz diye ayağa kalkan işçiler dünya insanlığının gözleri önünde, biber gazları ve ters kelepçelerle yerlerde sürüklenerek gözaltı yapıldılar, 24 işçi “terörist” diye tutuklandı cezaevine konuldu.

İnşaat alanına AKP’li olmadıkça hiçbir siyasetçi, gazeteci ya da sıradan yurttaş giremiyor.

Adeta polis ve jandarma ablukasında bir köleler kampı.

Yazının başlığı ile bitirelim, kim terörist?

[email protected]