Kadı…

Meclis geceli-gündüzlü çalışıyor.

Aman ne çalışma!

Üst üste teklifler yağıyor, nutuklar çekiliyor, bir itiş-kakış ki sormayın.
Önerdiği Anayasa’nın ‘demokratikleşme paketi’ olduğunu savlayan AKP’nin niyeti, Meclis araştırması taleplerine verdiği yanıtlarda yatıyor.

1-Askeri darbeler için Meclis araştırması isteniyor.

AKP reddediyor.

2-JİTEM için meclis araştırması isteniyor.

AKP reddediyor.

3-Faili meçhul cinayetler için Meclis araştırması isteniyor.

AKP reddediyor.

4-Sabahattin Ali’den Hrant Dink’e, siyasi cinayetler için Meclis araştırması isteniyor.

AKP reddediyor.

5-Kanlı 1 Mayıs 1977 için Meclis araştırması isteniyor.

AKP reddediyor.

Peki ne diyor Ufuk Uras, “Anayasa oylamasında sonuç 330’un altına düşerse Ergenekon kazanır. Bu yüzden ‘evet’ oyu vermeye hazırım.”

Vah vah ki vah vah.
İşin bu yanını AKP alkışlayıcılarına havale edip, sanat alanları için ‘demokratik açılım’ paketinden en son ortalara saçılanlara bakalım istiyorum.

Geçen hafta basına yansıyan ve biz tiyatro dünyasının neredeyse kanını donduran bir olay yaşandı.
Batman'da Bahar Kültür Merkezi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Kürtçe müzik ve tiyatro grubunun üyesi 13 sanatçıya, 5 yıl “sanat yapmama” cezası verildi.

Yanlış okumadınız.

Bu karar Cumhuriyet tarihinde bir ilk.

Dostlarımdan gelen haber, mahkeme sonuçlarını içeriyor.

Olduğu gibi paylaşıyorum.

“Batman Kültür Sanat Festivali, Newroz kutlaması ve basın açıklamalarına müzik aletleriyle katıldıkları için haklarında “Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na muhalefet” iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan BKM (Bahar Kültür Merkezi) müzik ve tiyatro grubu üyelerinin duruşması karara bağlandı.

Biri şartlı tahliye olan ve biri de halen cezaevinde bulunan 13 tiyatrocu ve müzisyen hakkında, “5 yıl boyunca hiçbir sosyal ve sanatsal etkinliğe katılmama” cezası veren mahkeme ayrıca, 2006'da Batman Kültür Sanat Festivali'ne katılarak, “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na muhalefet etmek” gerekçesiyle sanatçıları 10'ar ay hapis cezasına çarptırdı.

13 BKM üyesi hakkında verilen 10'ar ay hapis cezasının yanı sıra, aynı gerekçelerle 4 yıl içinde açılan toplam 70 dava ise devam ediyor.

BKM üyeleri, Mehmet Candemir 1, Ramazan İlten 1, Abdullah Tarhan 10, Sultan Tezel 15, Çiçek Tekdemir 1, Jale Ekinci 15, Nurhan Tezel 7, Emel Çiftçi 10, Baran Çelebi 1, Serdar Kapalıgöz 2, Ayşegül Ekinci 3, Mahfuz Arslan 3 ve halen cezaevinde olan Adil Aslan 1 dava olmak üzere toplam 70 davadan yargılanıyor ve 20 yıl hapis cezası isteniyor.

Konser, yürüyüş ve tiyatro oyunlarında Erbane çaldığı için tutuklanarak hakkında 54 yıl hapis cezası istenen ve 4 ay hapis yatan Çiçek Tekdemir, şartlı tahliye oldu, ancak ona da ‘sanat yasağı’ getirildi.”

Açılım paketlerine ‘sonsuz destek’ verdiklerine dair nutuklar çeken hanımlar beyler, Dolmabahçe tıkınmalarını savunup kırk takla atan, ‘cevval sanatçı’ yurttaşlar, ne dersiniz bu işe?

Mutlak bir kılıfınız vardır.

21. yüzyılda ellerinde müzik aletleriyle toplantı ve gösterilere katılarak şarkılar söyleyen, sokak oyunları oynayan bu insanlara yapılan eğer ‘reva’ ise ve siz de buna rıza gösterip, üstünü kapatma yoluna gidiyorsanız, söz tükeniyor!

Olağanüstü hal ve sıkıyönetim süreçlerindeki yetkilerle donatıldığı belli olan Diyarbakır Ceza Mahkemelerinde kadılar mı görev yapıyor bilmek istiyorum.

Hangi Cumhuriyet savcısı, bu tür bir fetvaya evet diyebiliyor.

Hangi Cumhuriyet yargıcı, bu fetvayı onaylayabiliyor.

AKP ve onun Adalet bakanı ve de bu ülkenin hukukçuları böyle bir karar karşısında nasıl susabiliyorlar.

Bir kez daha görüyor ve anlıyoruz ki: Osmanlı kadıları gibi, ‘astığı astık-kestiği kestik’ kararlar alanlar, Diyarbakır’da giderek tüm ülke de açıktan sanat düşmanlığı yapıyor, savaş kışkırtıcılığını destekleyerek barışa kara çalıyorlar.

AKP’nin yargıyı ele geçirme operasyonlarına alkış durup seyirci kalanların, yaşanan bu rezaletin gelecekteki sorumluları da olacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

[email protected]