İmdattt…

Önce güldüm acı acı sonra küfrettim ağız dolusu.

Nuriye ve Semih’in adalet için direnişlerinin 150. gününde, Kadıköy Süreyya Operası önünde polis, ‘Allah-u Ekber” diyerek insanlığa saldırırken, İnsan Hakları Anıtı performansı gerçekleştiren sanatçı arkadaşı heykel sanıp dokunmuyorlar!

Sanatın gücü zorbalığa güldürüyor.

Avukatlar sokaklarda sürükleniyor, tüm Bahariye gaza boğuluyor, esnaf kepenk indiriyor, çocuklar annelerine sarılarak ağlaşıyorlar, yaşlı insanlar gazın etkisiyle yığılıp kalıyorlar, sokak hayvanları sığınak arıyorlar, tepki gösteren insanlara küfürler savurarak saldırılıyor ve ters kelepçelerle gözaltılar yapılıyor.

Ertesi gün Beşiktaş’ta işlerini geri isteyen insanlık için, üç metreden geviş getirir gibi sırıtarak, zevk içinde gaz sıkan polisler görüyoruz.

B. Brecht’in Hitler Rejiminin Korku Ve Sefaleti oyununu anımsıyorum.

“Acı dediğin iliğine işlemeli… iliğine.”

Kartal heykelinin önü çığlıklar, sloganlar, siren sesleri, küfürlerle bir savaş alanına dönüyor.

Polis için, o an orada kim varsa terörist!

Midyeci, simitçi, balıkçılar, manav, caddeden geçen araçların içindekiler, mekânlarda oturan yurttaşlar gaza boğuluyorlar.

Ankara’da kameraların önünde, sırıtarak kol kıran faşist canavarlıktan cesaret alan, kin ve nefretle gözleri dönmüş, hak arayıcılarını düşman bellemiş bir güruh var meydanda.

Gazın etkisiyle kaldırıma yığılıp kalan yaşlı kadının “Allah’tan korkunuz yok mu sizin, bizim vergilerimizle zıkkımlanıyorsunuz.. utanın” sözleri havada asılı kalıyor.

Koltuğunun altında ekmekle, sokak direğine sarılıp kalan seksenlik amca, sesi çıktığınca  “imdattt..” diye bağırıyor  “imdattt..”

Duyan yok!

Gencecik yüreklerin saçları yolarcasına çekiliyor, yerlere yatırılıp kafaları postallarla ezilmeye çalışılıyor, hızını alamayan iri yarı bir polis, 18 yaşındaki gence yumruk atmaya çalışıyor, bir başkası tekmeler savuruyor.

35 insanoğluna en gaddar yöntemlerle gözaltı yapılıyor.

Adalet ve eşitlik isteyen insanlara beslenen bu düşmanlık tepkilere neden oluyor.

Sosyal medya şövalyeleri veryansın ediyorlar!

Tüm insanlığın gözleri önünde yaşanan işkenceyi eleştiren söylemler, küfürlerle ve “vatan hainlerine destek veren teröristler” diyerek yanıtlanıyor.

Ülke seyrediyor.

Hücrelerinde her gün ‘yaşıyor mu’ diye kontrol edilen iki erdemli insan ise, nefesleri düğümlene düğümlene direniyorlar.

İşlerini geri istiyorlar, aşlarını, aşklarını, hayatlarını istiyorlar.

Adalet yalnızca adalet istiyorlar, herkes için adalet.

Yerin kulakları sağırlaştıkça sağırlaşıyor, gören gözler kör, konuşan diller lal.

Bugün 153. gün.

Zulüm büyüyor ve zaman artık nefes yarışında.

AKP “terörist” damgası vurduğu bu iki yürek ve onlar için ses çıkaranlara karşı suç işlemeye devam ediyor.

Susanlar ise kör karanlıklarda utançlarını büyütüyorlar.

Adaletsizliği, hukuksuzluğu, yasa tanımazlığı, işkenceyi izleyen dünya insanlığı hazin bir yakarış içinde çaresizleşiyor.

İnsan hakları örgütlerini, hak savunucularını, hukukçularını, bilim insanlığını, aydınları, yazarları ve sanatçıları kimseler dinlemiyor.

Gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliğine bağırılan adalet savunmasız.

İki can direne direne ölüme yatıyorlar.

Masmavi ışıklar gibi gülen gözler şimdi umarsız.

İmdattt ey erdemli, onurlu, şerefli, vicdanlı insanlık.

İmdattt…

[email protected]