Gerçek gerçektir...

Fazla değil 4 ay önce Mimarlar Odası organizasyonuyla Van'a gittik.

“Kent Kültür ve Demokrasi” başlığıyla yapılan etkinlikler kapsamındaki oturumlarda, “çarpık kentleşmenin, plansız yerleşimin insan geleceğini karartan bir uygulamayla sürdüğüne” işaret edilmiş ve “olası bir depremde yıkım ve de kayıpların önüne geçmek için” acil çağrı yapılmıştı.

Düzenlenen forumlara Valilik katılmamış, Belediye ise temsilci göndermekle yetinmişti.

Aradan geçen zaman, saptanan gerçeği doğrularcasına işledi.

Her yüz metrede bir panzerlere ve eli-beli silahlı sivillere esir düşürülmüş Van, şimdi yerle bir.

Arama çalışmaları durdu.

Yıkımın altından yükselen insan sesleri sustu.

Olup bitenler gözlerimizin önünde yaşanıyor.

Van'da Devlet, yeteneksiz-beceriksiz-kindar ve yalnızca çıkar hesapları yapan iktidar zihniyetinin sayesinde, dünyaya rezil oldu-oluyor.

AKP ve ırkçılık elele vermiş Van halkına nefret ve kin saçmaya, yurttaşları arasında ayrımcılık yapmaya devam ediyor.

İnsan olanın canını acıtan, kanını donduran olaylar, önce iletiler halinde yağmaya başladı. Sonra bölgeye giden dostlarımız tarafından gün yüzüne çıkarıldı.

"Koliyi açtığımda şok oldum. İçinde taş ve bayrak vardı. İnanın bizi bu saldırılar daha çok yaraladı. Depremin altında kalmadık, kaybolan insanlığın altında kaldık. ZEYNEP IŞIK”

“Gönüllü olarak çalışmaktayım... Gönderilen birçok paketten Türk bayrağı, taş ve tahtayla birlikte çıktı. Bazı paketlerde nefret söylemli notlar da vardı! Halen Erciş'e bağlı köylere yardım ulaşmış değil. Yardım dağıtım organizasyonu diye bişeyin olmadığını görüyoruz. Tırların üstünde insanlara battaniyeleri rastgele atan ekipler var. İzdihamlar yaşanıyor. Tuvalet yok, gıda yardımları çok az yapılıyor. Çocukların her biri sokaklarda öksürüyor. Hastane bahçesinde yağmurun altında yaralılar tedavi edilmeye çalışıyor. CAN DEMİR "

Bu iki iletiyi onlarcasının arasından seçtim.

“Sosyal medya” denen alanda paylaştığımda, “Bu bir örgüt propagandasıdır... yok daha neler” gibi saçma-sapan yorumlar yağdı.

Anlıyorum, hiçbir erdemli yurttaş bu tür bir insan dışılığa inanmak istememişti.

Önceki gün, Suavi ve Ferhat Tunç'un Van izlenimlerini paylaştıkları basın açıklamasında bu gerçek tüm çıplağıyla ortaya serilince, inanmak istemeyenler yeni bir kılıf bulacaklar mı diye düşünmeye başladım.

Pazar günkü Birgün gazetesinde Zeynep KURAY haberi, AKP'nin 'yandaş kayırma' politikasını gün ışığına çıkarıyor.

“Erçiş’te kime yardım dağıtılacağının listesi AKP ilçe örgütünün elinde. Eğer listede isminiz yoksa yardım almanız mucize! Kaymakamlığın önünde yardım için biriken kalabalığa yanıt verilmezken, AKP üyelerine plakaları sökülmüş araçlarla yardımlar ulaştırılıyor.“

Şimdi bu soruyu, hangi AKP’liye ve yandaşına sorarsanız sorun size on tane yanıt üretecektir!

Utanmazlık erdem olunca söylenecek söz kendiliğinden çirkinleşiyor ve ben küfürbaz oluyorum. Bu yüzden bu alçaklığa üretilecek yanıtı sizlere bırakıyorum.

Ülkenin dört bir yanından yurttaşların yaptıkları 'nakdi' katkılar, azımsanmayacak rakamlara ulaştı.

Toplanan paralar nereye akıyor?

Doğrudan Başbakanlığın oluşturduğu hesap numaralarına ve Kızılay'a, yani AKP’ye!

Peki, tıpkı 1999’dan beri 'Deprem Vergisi' adıyla toplanan paraların iç edilmesi gibi bu paraların da iç edilmeyeceğinin bir garantisi var mı?

Yok.

Bütçe yırtığını vergi artışları ve zamlarla yamamaya çalışan AKP, bu paralar için çoktan elini-avucunu ovuşturmaya başladı bile!

Birlikte göreceğiz.

AKP iktidarda kaldığı sürece bu paraların hesabını vermeyecektir.

Başbakan'ın her demecinde yaptığı ve dini referanslarla bezediği teşekkür konuşmaları bile bunun göstergesidir.

AKP'nin yeni bir Van projesi yoktur. Olmayacaktır.

Yıkılan-hasar gören binalar verilecek faizli kredilerle onarılacak, yük yine vatandaşın sırtına yüklenecektir. Tıpkı Adapazı-Gölcük ve Simav’da olduğu gibi.

Sonuç olarak, Van depremi, AKP'nin boşalan kasalarını kısmen doldurmuş ve 'ohh' diye rahat bir nefes almasına katkı sunmuştur.

Gerçek gerçektir üstü yalanla-dolanla hileyle sahtekarlıkla örtülemez.

[email protected]