Sanat yaratıcılarının özlük haklarını ve üretme özgürlüklerini budayanlar utansın.

Eşik...

Beyefendi, Türkiye Milli Kültür Vakfı’nın 40. yıl toplantısında ‘Galataport projesini iptal ettirenleri tarihe havale ediyorum, utansınlar’ dedi.

Yürütmeyi durduran mahkeme kararı için, onlarca kurum ve yapı ile birlikte günlerce çabaladık ve sonunda başardık. Böylelikle AKP’nin üleşme projesi, ortak iradenin kararlılığıyla çöpe atılmış oldu.

Eski AKP kurmayı, şimdilerde bir parti başkanı A. Şener ortaya çıkıp ‘ben durdurdum’ diyor.

Yüzlerce yıkım projesinin altında imzası olan, bu arada söz konusu projede Ofer’in elini ilk tutan birinin utanma eşiğini sorgulayacak değilim, ama biz utanmıyoruz.

Memleketi parsel parsel satanlar, özelleştirme adı altında talanı yasallaştıranlar utansın.

Yoksul halkın onurunu iki torba zehirli kömürle, bir kilo bulgurla ipotek altına almaya kalkışanlar utansın.

Ülkeyi kardeş kavgasının ateşine atıp, ABD ve AB yardakçılığında sınır tanımayan işbirlikçiler utansın.

İşçi, emekçi haklarını gasp edenler, sendikal hakları budayanlar, yandaş örgütlere ‘koltuk çıkıp’ arsızlıkta sınır tanımayanlar, cami kültürünü fabrika önlerine taşıyanlar, taşeronlaşmayı yasallaştıranlar utansın.

Biz utanmıyoruz.

Memleketi yedi yılda, içte-dışta içinden çıkılamaz borç batağına sürükleyenler utansın.

İşsizlik oranı on kat artıranlar, gençliğin geleceğini karartanlar, emeklileri ‘mezarsız ölüler’ duruma getirenler, kadın haklarını fetvalara bağlayanlar, eğitimi-sağlığı özelleştirerek, insanlığın yaşam umudunu karartanlar utansın.

İktidar olanaklarını aile üyelerine peşkeş çekenler, banka hortumcusu kara para aklayıcılarını dost tutanlar, Deniz Feneri’nin yeşil ışığında yolunu bulanlar, vergi kaçakçılarının sırtını sıvazlayıp, emekçilere yeni vergiler, zamlar yağdıranlar, devletin kasalarını yandaş vakıflara, cemaatlere, ortak kurulan-kurdurulan şirketlere talan ettirenler utansın.

Dinci yobazlığın, ırkçı gericiliğin ve emperyalist işbirlikçiliğinin bayraktarlığını yapanlar, İMF ve Dünya Bankası’nın kapısında el açanlar utansın.

Biz utanmıyoruz.

Alevi canların eşitlik ve özgürlük taleplerine kulaklarını tıkayıp, yurtsever emekçi halkın dost meclisinde, korkakça bağdaş kuranlar utansın.

Sivas’ı ateşe verenler, Madımak önünde ezan okuyup namaza duranlar, canlarımızı diri diri yakan canilere, avukatlık edenler utansın.

Kürt halkının kardeşlik talepleri ile kirli oyunlar kuranlar, bölgeyi eli kanlı çetelere, uyuşturucu tacirlerine, susurluk kahramanlarına, şeriatçı cinayet örgütlerine, vurucu tim artığı, korucu başı aşiretlere ve ABD egemenliğine terk etmeye hazırlananlar utansın.

Osmanlının şeriat bayrağının altından, geleceğimize diş gösteren bezirganlar, Amerka’yı vatan tutup oradan memlekete nutuklar çeken, talimatlar yağdıran şeyhler utansın.

Katil övücü faşist güruhlar, akıl avcısı ırkçılar, cinayet şebekesi olmuş şer odakları utansın.

Biz utanmıyoruz.

Cezaevlerini tabutluklara çevirenler, insanlığı işkencelerle kanser edenler, zulüm üstüne zulüm ile kardeşlerimizin canlarına kıyanlar, özgürlüklerine hançer sokanlar utansın.

Slogan atıyorlar diye tazyikli su sıkıp, gaz bombası atan polise-özel timciye, taşla cevap veren, 10-12 yaşlarındaki çocuklara, 15-20 yıl ceza isteyip, tüm yaşam özgürlüklerine kelepçe takanlar utansın.

Üniversite avlularını, meydanları, basın açıklamalarını, işçi eylemlerini ‘düşman’ görüp, kılıç-kalkan ekipleriyle insanlığın üstüne saldıranlar-saldırtanlar utansın.

Yargıyı gasp edip, hukuk sisteminin üstünde ‘kolbastı’ oynayan madrabazlar utansın.

Medyayı yandaş kılıp, maaşlara bağlayanlar utansın.

Biz utanmıyoruz.

Haydarpaşa’yı, Talabaşı’nı, Sütlüce’yi, Surdibi’ni, İstanbul Boğazı'nı, vakıf malları yalıları, köşkleri, kasırları, sarayları satılığa çıkarıp, üstünden getirim hesapları yapanlar utansın.

Tüm kentsel dönüşüm projelerini, yoksul halkın yıkım projelerine dönüştürenler, bir arada yaşama kültürünü, fetva kültürü pervasızlığına tercih edenler utansın.

Tarihi yarım ada dahil, tüm bir İstanbul da ve ülke de insanlık mirası kültürel dokuyu tahrip edenler utansın.

3. Köprü gibi, İstanbul’un yıkım ve yok oluş projelerine imza koyanlar, 2B yasaları ile su havzalarını silip süpürenler, ormanları bile satılığa çıkaranlar utansın.

Biz utanmıyoruz.

Kentleri sanatsız bırakanlar, 21. yüzyılda açıktan sanat düşmanlığı yapanlar, yerel yönetimleri aracılığı ile, ‘salon vermeyerek’ yasakçılığa yeni kılıf bulanlar utansın.

Ülkenin, alnı ak yurtsever yazarlarını, şairlerini, edebiyatçılarını siyasi çıkarlarına alet etme aymazlığını gösterenler utansın.

AKM için “Ne tadilatı, nerede o kadar para, yıkılıp bizim projemiz yapılmalıdır” diyerek, Koruma kurulu ve yargı kararlarını bir kez daha hiçe sayanlar, böylelikle kentin tek kültür merkezinin hayalet bina olmasını öngörenler utansın.

Sanat kurumlarına eşya alır gibi, ihaleyle ‘sanatçı’ alanlar-alacak olanlar, sanat yaratıcılarının özlük haklarını ve üretme özgürlüklerini budayanlar utansın.

Biz utanmıyoruz.