Bu nasıl din bu nasıl inanç...

Turan Dursun okuyorum.

Aklım fikrim şeytanlıkta olduğu için değil, toplumsal değişimin ülkeyi nasıl kasıp kavurduğunu gördükçe gerginliğim çoğaldığı için.

Bu kaçıncı okumam tam anımsamıyorum ama özellikle Kulleteyn daha ilk göz attığımda ‘film olur’ dediğim bir kitap.

Senaryo çalışmaları bile yapmıştık, Turan Dursun “Daha değil, bu toplumda bunu filme çekmek için çok şey değişmesi lazım” demişti.

Yazarın 11 yaşına kadarki hayat öyküsü olan kitap, hem üzünç ve ezanın hem dini eğitimin hangi geriliğin üstüne kurulu olduğunun belgesidir.

Daha üç yaşındayken, hurafeler ve söylenceler ve yalanlarla oluşturulan ‘korkuya tapınmak’ öğretiliyor.

Ana dilini bile konuşamazken Arapça öğrenmeğe zorlanıyor ve kendisi gibi düşünmeyenlerin-inanmayanların kâfir-gâvur ve düşman olduğuna inandırılıyor.

Daha onlarcasını sıralayabiliriz ama şükretme ve yetinme gibi, haksızlıklara uğrasan bile susmak gibi ve yalnızca dinine saldırı olursa ‘ölümüne kılıç çekmek’ gibi olanları bugün ile birebir örtüşüyor.

Olmadı film çekilemedi.

Turan Dursun’a yaşatılanlar ise yaşanmaya, yaşatılmaya devam ediyor.

Ülke yoksullaştıkça dine olan bağlılık dağ olup büyüyor ve tek kurtarıcı olduğuna inanılan Allah’a ve de onun “sevgili kullarına” tapınma adeta tavan yapıyor.

“Din kardeşlerinden sana kötülük gelmeyecektir” desturu tapınılan kitabın ana kuralı olsa gerek ki, her şey görmezden geliyor.

Cinayetler, talanlar, hırsızlıklar, yalanlar için susuluyor.

Bilime ve sanata, dünya insanlığının kültürlerine aklı kapatıldığı için, çağdaşlığı-uygarlığı dinine ve elbette kendine düşman görüyor.

Sonunda kendisi gibi düşünenler çoğaldıkça cesaretleniyor ve asıl niyet ortalığa saçılmaya başlanıyor.

Bugünlerde sapıklık düzeyindeki zihinsel geriliğin binlerce örneği var.

Neresinden baksanız ahlakın, nefsin ve aklın ve vicdanın yere çakılmışlığını görürsünüz.

“Altı yaşındaki çocukla evlenilebilir”, “Diz kapağının üstü, annende bile olsa tahrik edicidir” gibi insan dışıcılık bu dinin temelinde mi var?

Kadını mal gibi görüp, “çalışması caiz değildir” diyerek aşağılayan bir din, hangi kadının dini olabiliyor?

Bir adamın 2. ya da 3. eşi olmak ne demek?

Binlerce çocuk geline cevaz vermek ne demek?

Pedofili dünyanın her yerinde insanlık suçudur bizde bunu öneren ve övünen hayâsızlar var.

Ensest, bağnazlığın tabu olarak yaşadığı en büyük gayri insanilik olsa gerek.

Dini inançları sömürülerek birbirine yapışık hale dönüştürülen yoksulluğun bağrından fuhuş fışkırıyor.

Kadın cinayetlerinin yaşanmadığı tek gün yok.

Tecavüzler gündelik haberlerin en başında.

Sınır boylarımızdaki kamplarda ve kentlerimizin meydanlarında, sokaklarında kadınlar, çocuklar pazarlanıyor.

Bu nasıl iştir ki ahlaksızlık ahlak ilan ediliyor ve bu nasıl dindir ki cahile saltanat, uygarlığa ölüm emrediyor?

Kulletyn’i okudukça gerginleşiyor insan, gerçek o kadar güçlü ki bir şamar gibi iniyor yüreğinize.

Yalan-dolan senaryolara milyonlarca lira yatırıp, suya sabuna dokunmayan onlarca filmin yapıldığı bir ülkede, kim film yapar bu gerçekliği diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Oysa tüm pisliklerini üstümüze sıçratan gericilikle sanat yoluyla hesaplaşmanın tam vaktidir.

[email protected]