Bize bir direniş gerek…

Sorun bizlerde mi yoksa bizlerin meseleyi anlatış biçiminde mi karar vermiş değilim.

Ancak bir kez daha ve inatla tüm alanlardaki sanatçılara, seyircilerimize, ülkemin duyarlı sivil toplum örgütlerine ve onurlu siyasal yapılarına sesimizi duyurmak istiyorum.

*Ülkemizin tüm sanat alanları gerici bir saldırı ile yüz yüzedir.

*Tüm Özel Tiyatrolar yaptırım ve dayatmalarla susturulmaya, kimileri düşman ilan edilmeye, ötekileştirilmeye doğru hızla iteleniyor.

* Devlet tiyatroları,

Opera,

Bale,

Senfoni,

Korolar.

Yetmedi 100. yaşına giren Darülbedayi, yetmedi Sinema, yetmedi Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı tüm müdürlükler ve yapıların var olan işlevleri bitiriliyor.

*Bütün bu alanlar, TÜSAK (Türkiye Sanat Kurumu) adıyla bir olmazın içine gömülüyor ve kaderleri 11 kişilik ‘Bakanın teklif ettiği Bakanlar kurulunun onayladığı’ bürokratların ve güdümlülerin aklına bırakılıyor.

*Devlet sanat kurumlarında çalışan tüm sanatçılar ve çalışanlar ‘kademeli emekli etme’ yöntemi ile kapının önüne konulup, tüm sosyal hakları budanıyor ve piyasa koşullarına esir ediliyorlar.

*TÜSAK yasallaşırsa, Opera-Bale sanat alanları tarihe karışıyor.

*Bu tasarı ile demokratik bir devletin asli görevleri arasında olması gereken ‘yurttaşların sanat edinme haklarını güvence altına almak’ utkusu bilerek çiğneniyor, sanat etiketlenip-paketleniyor.

TÜSAK yasa tasarısı, sanat alanlarına danışılmadan, tartışılmadan oldubittiye getirilmiş bir dayatma örneği olarak tarihe geçecektir.
Cumhuriyet’in son kurumları olan bu yapılanmaların yok edilmesinden ülke halkımız ve geleceğimiz büyük zararlar görecektir

Başbakan’ın açıklamalarından ve kötü haber verici kargalardan alınan duyumlardan anlaşılıyor ki, ‘tasarı tıpkı Meslek Odaları kanun tasarısı gibi bir torba yasanın içine tıkılarak’ bir gece ansızın oylanıp yasallaşacaktır.

Bu satırları okuyan değerli okurlar bilmelisiniz ki, yukarıda sözünü ettiğimiz dayatmalara ve kıyıma karşı susmuyoruz, susmayacağız.

Göğüslemeye çalıştığımız saldırı için, her tür yasal yolu izleyerek gereğini yapmaya karar aldığımız gibi, sonuna kadar direnme hattı örmek için de çabalıyoruz.

Tüm insanlığın ortak evleri olduğuna inandığımız sahnelerimizin susturulmasına, sanat yaratma ve paylaşma özgürlüklerimizin budanmasına seyirci kalan bizler olmayacağız.

Dün, Bağımsız Sinema yapımı ARTIK YETER filmini izledim.

Haziran Direnişi’nin orta yerinden, ’her yer direniş’ sesleri ile meydanları dolduran gençleri gördüm kıvandım ve sonra kendimce bağırdım ‘bize bir direniş gerek’.

oaydinoaydinqgmail.com