Bıraksınlar...

Gezi Parkı’na Topçu Kışlası inadını sürdürenler Taksim Meydanı’nın orta yerindeki hayalet haline dönüştürdükleri Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkma hazırlığındalar.

Gecenin kör vaktinde, koruma kurulu ve mahkeme kararlarını, tescilli bir kültürel varlık olmasını filan hiçe sayıp yerle bir edecekler.

Burada yeniden AKM’nin dünü bugünü tartışmasına girmeyeceğim bu bahis üstüne onlarca yazı yazıldı, eylemler yapıldı.

Kendilerine binlerce odalı saraylar dikenler, halkın alın terini aparıp kendi geleceklerini kurtarmanın peşinde koşanlar, dağı-taşı, ovayı-ormanı, ağacı-dereyi, denizi-ırmağı yok ederek her yere beton kondurup ülkeyi talana açanlar, vicdan ve onur gibi en insani değerleri bile ayaklar altına alıp halkın akıl ayarları üstüne tuzak kuranlar durdurulmalıdır.

Nasıl olacağını, bu kanlı gidişin nasıl sonlanacağını söyleyenlerin şimdilerde seslerinin kısık olmaları tuhaftır elbet ama biz bu yangının orta yerinden insanlığın ortak değeri olan Atatürk Kültür Merkezi’ni kurtarabiliriz.

Bu ülkenin her şeye rağmen inatla direnen onurlu çoğulu ile birlikte bu yapıyı koruma kurulu kararları doğrultusunda onarıp hayata katabiliriz.

Zor değil.

Nasıl onarım yapılması gerektiği konusunda mahkeme kararı elimizde ve bizler taraflardan biriyiz.

Mesele eğer para ise, bunu hem bu ülkenin hem dünyanın onurlu çoğulu ile çözebiliriz.

Temel olan, onarımın yapılmasının bir protokol dâhilinde karar altına alınmasıdır.

Mimarlardan, mühendislerden, kent bilimcilerden, sanatçı ve halkın temsilcilerinden oluşacak bir kurul bu anlaşmayı yapabilir ve işe koyulabiliriz.

Hayır, zor değil.

Bu bir samimiyet sorgulaması filan da değil, karşımızda kim ve kimler olduğunu biliyoruz.

Sahneler satılırken, sanat ve sanatçı düşmanlığı tavan yaparken, sanat kurumları iç edilirken, açık adıyla ‘yangından can kurtarmak’ gerekiyorsa AKM en iyi simgedir.

Evet, bu ülkenin kangren olmuş binlerce sorunu var biliyoruz ancak sanat alanlarının ve tüm sanat yaratıcılarının üstüne atılan kara örtü geleceğimizin yok edilmesidir.

Kimse aldanmasın eşitlikte, özgürlükte barışta, aşkta sanatın içinde gizlidir ve bu silahlar kuşanılmadan yol alma şansı yoktur.

Eğer bir kez daha her şeyi ülkenin aydınlarına, sanatçılarına fatura etmek istemiyorsanız, yalnızlığımıza ağıtlar yakıp susmanın ya da ağlaşmanın zamanı yitmiştir.

Biz ‘işe yaramak’ istiyoruz.

Başarabiliriz.

Bıraksınlar yeter ki bıraksınlar.

İnanın sonrası bir oyunun dekorunu yapmak kadar kolaydır.

[email protected]