Beyanname

Karşılaştırmalar okudum, 2011 yılı seçimlerinde ne söyledi iseler bu seçimlerde de aynı şeyleri söyleyerek siyasi yaşamımıza renk katıyorlar.

Anlamadığım, 100 maddenin 79’u 13 yıldır yapamadıkları ise, yaptıkları neler?

Bizim gördüğümüz; İç-dış borç dağ olmuş, kriz çan çalıyor, beton aklı kuşatmış, adalet hukuk çökertilmiş, talan yalan gündelik olmuş, hırsızlık servet edinmenin kapısı yapılmış, doğa katliamı ülkeyi batırmış, cinayetlerin üstü örtülmüş, yandaş kayırmacılık ahlak ilan edilmiş, küfür hakaret sıradanlaştırılmış ve daha yüzlerce falan filan.

Davutoğlu, 100 maddenin birinde de kültür-sanat alanında yapılacakları sıraladı. “Milli, dini, ahlaki ve folklorik değerlerin işlenmesine yönelik etkin çalışan bir teşvik mekanizması oluşturacağız” diyerek, karşı çıktığımız TÜSAK yasa tasarısının hayata geçirileceğini söyledi!

Bu cümleden anlaşılmayan bir şey kaldıysa şu alt başlıkları sıralamakta yarar var.

*İdari örgütlenme yeniden yapılandırılacak,

*Osmanlıca etkin öğretilecek,

*Masal Kahramanları belgeselleri ve çizgi filmleri yapılacak,

*Yerli üretimlere destek verilecek,

*Dini değerler işlenecek.

Başbakan bunları ‘başkanlık bölümü’ gibi “bizzat kendisi kendi kalemi ile mi” yazdı yoksa İskender Pala, Mustafa İsen, Necat Birecik, Refik Erduran, Ulvi Alacakaptan gibi sanat alanlarının gözdesi şahsiyetlerin cümleleri mi bilinmez!

Şimdi burada yeniden TÜSAK denen tuzakla ilgili ileri-geri laflar etmeyeceğim. Biliyorsunuz tüm sanat alanları bu tasarıyla ilgili aylar süren paneller, formlar, çalıştaylar, açık-kapalı oturumlar yaparak bu dayatmanın ‘bir düşmanlık belgesi’ olduğunu kanıtladık ve bildirilerle tüm alanlarla paylaştık.

AKP olup-biteni izledi, hatta birine Refik Erduran’ı göndererek izlettirdi ve oluşan direncin öyle azımsanmayacak bir güçte olduğunu gördü.

Sonunda tartışmalar doruğa çıkıp sokak eylemlerine, gazetelerin köşe yazarlarına, TV haberlerine kadar dayanınca, işinin zor olduğunu anlayıp yasayı parlamentoya gönderemedi. Ancak elbette boş durmadı, her tür yasasızlığı kılıflayarak opera-bale-senfoni-tiyatro-sinema korolar-salonların satımı ve AKM de gereğini yaptı.

Beyanname de ilan edilen “İdari örgütlenme yeniden yapılandırılacak”, “Masal Kahramanları belgeselleri ve çizgi filmleri yapılacak”, “Dini değerler işlenecek” başlıklarının yüzde 70’i çoktan hayat buldu.

Sanat kurumlarının başlarına işlerini çok iyi bilenler atandılar, sansür AKP’nin gündelik işi oldu, TRT dizi yayıncılığı Osmanlı obalarına dönüştürüldü.

Yakındır TRT yayınları ezanla açılır ezanla kapanırsa yadsımayın.

Yetkin tiyatrolar yerine, namaz kılma ve abdest alma gibi dini vecibelerin yerine getirilmesini anlatan ‘oyun’ yapan onlarca özel tiyatro, vakıf ve derneğe en büyük destekler verildi.

İş yalnızca, devletin sanat kurumların kapısına kilit vurmak ve yasanın öngördüğü ‘11 akil sanat şahsiyetini’ atamaya kaldı.

Bunun için de 8 Haziran’ı bekliyorlar.

Tuhaf!

Kimi kandırıyorlar bizi mi yoksa söyledikleri her şeye tapınanları mı?

Bu kahramanları canavar olmuş masal bitmedi mi?

[email protected]