Bekleşiyorsun...

Öylesine sessizce, kıştan kalma serçe gibi tünemişsin kendi aklının gölgesine, bekleşiyorsun.

Sıcak vurmuş ruhuna, gözlerin ter, ellerin ısırgan otuna bulanmış gibi, sıkışıyor aklın, nefesin daralıyor, kapanıyor gözlerin, düş kuruyorsun,  olmuyor değil mi, hayalin bile rengi soluk.

Olsun bu hayat senin.

Arada bir bedeni ılık sulara saldın mı, çözülür mesele.

Tak kara gözlükleri, gizlen kendi gölgenin altında.

Korun üstüne taşan aydınlıktan, güneşten, ışıktan!

TOKİ taksitini düşün, vergi borcunu düşün, kredi kartlarını düşün, çocukların okullarını düşün, bakkal, manav borçlarını düşün.

İşin ne, düşün!

Sana ne memleketin durumundan, katledilen insanlıktan, talan edilen doğadan, yağmur gibi yağan yalandan, tacizlerden, tecavüzlerden, çocuk işçi cinayetlerinden, ülkene sığınmış 4 milyon haymatlos insandan, sana ne ekmeğin her gün daha da küçülüp kanlanmasından, işsiz milyonlardan, yoksulluktan, toplumu kuşatmış ahlaksızlıktan.

Sana ne din tüccarlığından, ciğeri beş para etmez kan emici soysuzların her gün daha da palazlanıp sırtında kene olmasından.

Boş ver, otur oturduğun yerde!

Nasıl kurtulacağının hesabını yap, al sağ cebinden koy sol cebine, olmadı tersini yap, yine olmadı yine yap, bul bir çözüm!

Bireysin sen, özgür birey!

Yalnız başına çözersin tüm sorunlarını.

Sakın bunun için ‘örgütlenin’ çağrısı yapanlarla yan yana olmayı düşünme, sakın!

Eşinle çocuklarınla bile paylaşma yaşadıklarını, bakarsın başın derde girer.

Gemisini kurtaran kaptandır, ha gayret.

Olamıyorsa iki yol var.

Kapı komşunun yaptığını yap.

Camiye git, Cumaları kaçırma.

Secdeye vardıkça şükret ‘Allah’ın verdiklerine’, sakal bırak sünnettir, eşinin-çocuklarının başını bağla, toplumdaki ‘laik geçinenlerden’ farkın olsun, gelenin geçenin selamını al, günü gelir Allah’ın sevgili kulu olur kurtulursun tüm dertlerinden.

Demedi deme.

Sana ne okul avlularından, sokaklardan yükselen seslerden, sana ne ölüme yatma pahasına direnen maden işçilerinden, sana ne eşitlikten, özgürlükten, birlikte mutlu olmaktan, aşktan, barıştan, sanattan, edebiyattan sana ne insan gibi yaşamaktan.

İşine bak!

Kışını garantiye al.

Kömürü düşün, kilo kilo bulgur-şeker düşün, 2 kilo yağı düşün, az şey mi?

Devletini düşün, yeniden ‘Cihan İmparatoru’ olmayı bağıran dini bütün, kalbi temiz, ruhu pak o uzun adamı düşün.

Ağzından salyalar saçıyormuş, yalan.

Aklı fikri vatanı parsellemekmiş yalan. Hırsızlıklar-yolsuzluklar-talanlar-tecavüzler varmış, yalan.

Cezaevleri doluymuş, yalan.

Adalet ölmüşmüş, yalan.

Hem olsa sana ne!

Kendini düşün.

“Bireysin sen, özgür birey, iradeni kullan, kurtul bu din karşıtı laik düzenden.”

[email protected]