Bayramlık…

 ‘Shakespeare’in asıl adı Şeyh Pir’dir ve gizli müslümandır’ diyen kımıl zararlısı, saray soytarısını bana teslim edin diyorum, bizim tiyatro çevresi de bir tuhaf… kıs kıs gülüyorlar.

‘Ne var, öğrenmiş olduk işte, yıllardır insanlık yanılmış, hem övünmek lazım adam Müslüman’!

Kepazeliğin böylesi görülmemiş olsa gerek diyecektim ki, aynı soytarının daha önce söylediği; ‘Kapital denen kitabı Marks yazmadı, onu Marks’ın içine giren cinler yazdılar’ gibi akla hayale gelmeyecek aptallığını anımsıyorum.

Cumhuriyet, aydınlanma, Atatürk ve laiklik üzerine söylediği rezillikler düşüyor aklıma, küfrüm büyüyor.

Bunlar bu 14 yıllık zaman diliminde türemediler, zaten varlardı.

Şimdi olan, görünür olmaları için topluma bir yerlerden seslenme olanaklarının yaratılmış olmasıdır.

Hem kablolu yayınlarda hem uydu da bunun gibi onlarca meczup, milyonlarca yalan söylüyorlar.

Karadeniz bölgesindeki fıkraları ayet diye anlatan sarıklı, cübbeli hacıların, hocaların hesabını tutamazsınız, filmlere konu oluyorlar!

En ünlüleri ise, aklı-fikri uçkurunda ve cebinde olan Cübbeli Ahmet.

Adam tam bir lağım çukuru; hem çenebaz, hem her yerinden cahillik akıyor, hem cemaat lideri!

Bunların Ramazan programları yapanları var ki sormayın, her biri bir yılda orta ölçekli bir iş adamının kazanabileceği parayı 1 aya kazanıyorlar.

Televizyonlara çıkıp, kadın düşmanlığını, çocuklarla evliliği anlatan, laiklik karşıtlığını kusan ve bunu devletin kasasından para alarak yapan Profesörler var bu ülkede.

Geçin hepsini, bütün bu soysuzluğa yol açan, akıl veren dahası bütün bu alanı düzenleyen bir Diyanet işleri Başkanlığı var.

Bu toplum her gün giderek gericiliğin kıskacınca boğuluyorsa; kimse Diyanet İşleri Başkanlığının fonksiyonunu, gücünü, alanda yarattığı etkiyi filan yabana atamaz.

Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin haftalık raporlarını okuyanlar bileceklerdir, yobazlığın sığındığı asıl in Diyanet İşleridir.

Eğitim sistemindeki 4+4+4 ile kurulan zehirli örümcek sarmalı ve tüm sistemin İmam Hatiplere dönüştürülme pisliğinin temeli de burasıdır.

Şuraya yalnızca son 6 ay içinde laiklik, kadın-erkek ilişkileri, istismar ve taciz, kadın cinayetleri, inanç özgürlüğü ile yaydığı fetvaları yazsam, bin kez daha insan olmaktan utanırız.

Bugün Shakespeare’ e  ‘Şeyh Pir’ diyen bu şapşik, Diyanet İşleri Başkanlığının ve Erdoğan’ın koruması altındaki sıradan bir soytarıdan öte  değildir.

Halkın aklını çelmek için bin yalan söylemekte ve din cambazlığında sınırsız özgürlüklere sahip bu madrabazlar, İ. Melih Gökçek gibi halk düşmanları tarafından Televizyon ekranlarına çıkarılıp halka, insanlığa küfürler ettiriyorlar.

Olan biten budur.

Bu yüzden ciddiyim, verin bu şaklabanı bana; görün bakalım nasıl oluyor, sakal bir yana, yakasındaki nal bir yana, fes bir yana, şeriat bir yana, namussuzluk-soysuzluk-cehalet-soytarılık-şaklabanlık bir yana, ‘Şeyh Pir’ bir yana ve Shakespeare bir yana…

[email protected]