Bahar…

Artık mızrak çuvala sığmıyor, öfke büyüdükçe büyüyor.

Yalanın padişahlığı can çekişiyor.

Koca bir ülke de bir avuç yandaş arsızın, talandan beslenen işbirlikçinin, dinci aymazlığın, eli kanlı ırkçılığın dışında kimsenin yüzü gülmüyor.

Ülkem mutsuz insanlar cehennemi ve mutsuzluk acıyı derinleştirip, öfkeyi büyütüyor.

Anadolu’nun yüreği kıpır kıpır.

Bu canım memleket, gericiliğe karşı hıncını kuşanıyor.

Bilici olmaya gerek yok!

Dönün yüzünüzü sokağa-hayata, tanık olacaksınız.

Greve çıkmış işçilere, yüreklerinde eşitlik, alınlarında özgürlük yazan gençliğe, çaresizlik içinde kıvranan işsizlere, yoksullara, açlık sınırındaki binlere, yaşam alanları talan edilmişlere, gerçeğin peşindeki insanlığa el sürün, selam verip kucaklaşın siz de anlayacaksınız öfkenin köpürdüğünü.

Her gün insanlığa höykürenlerin, asıl korkaklar olduğunu, hiç bir onurlu yurttaşın bu madrabazlıktan ürkmediğini ve susmanın erdem olmadığını sizler de göreceksiniz.

Gülümseyin ve yitirmeyin umudunuzu.

Önümüz Bahar.

Mart başında, önce tomurcuğa sonra rengarenk çiçeğe duracak hayat.

Gelinlikler giyecek bu sevinçli toprak.

Çatlağını bulan su derelere kavuşacak oradan denizlere taşacak.

Dağ başlarında, ovalarda, fabrika avlularında, okul önlerinde, meydanlarda, sahnelerde barış ve kardeşlik halayları kurulacak.

Yenilecek gericilik.

Irkçılık çöplüğe süpürülecek.

İnsanlık bir kez daha kazanacak.

Hayır, rüya görmedim hayal kurmuyorum.

Biliyorum ki korkaklar hep kaybederler.

Kaybedecekler.

Grev çadırlarının önünden yükselen “Biz haklıyız biz kazanacağız” diyen cesur ve onurlu insanlar kazanacak.

Kardeş kanı dökenler, savaş çığırtkanları, talancılar, hırsızlar ve vicdansızlar kaybedecekler.

[email protected]