Üstünden tam 18 yıl geçen o büyük acı yaşandıkça çoğaldı, yaşandıkça yürekler kanadı,
yaşandıkça öfkeler büyüdü.
"Zaman aşımı" denen canileri,katilleri, hırsızları, karapara aklayıcılarını koruma yasasından
yararlanan insanlarımızı ateşe veren caniler, aramızda dolaşıyorlar.
Bu kimin ayıbıdır?
Bu kimin suçudur?
AKP ve onun özel yetkili mahkemelerinin savcıları, Ergenekon'u adres gösteriyorlar.
Sivas'da canlarımızı ateşe verenlerin içinde onlarca Saadet Partisi, BBP ve Hizbullah denen
cinayet örgütü üyesi vardı.
Bu yapıların bugünki AKP ile olan ilişkilerini tartışmak bile anlamsız olduğuna göre
demek ki Ergenekon denen şebeke, iktidar partisinin de içindedir.
Bu gerçeği ortaya çıkaranlar, bu ülkenin özel yetkilerle donatılmış savcılarıdır.
Peki ne olmuştur da bunun Üstü hemen örtülmüştür?
Her konuda nutuklar çekip memleketi kucaklama sevdasıyla yanıp tutuşan başbakan, neden bu konuda
tek kelime bile etmemiştir?
Devlet sırrı olsa gerek!
Peki,gizlenen nedir?
Ergenekon tefrikası, dönüp dolaşıp bu entrikayı üretenleri mi vurmuştur?
Evet öyle olmuştur.
Şimdi savcıların yapması gereken şey tüm gerçekliğiyle ortadadır.
"Zaman aşımı" denen katil aklayacı yasaya sığınmadan, sözünü ettikleri cinayet şebekesinin üstüne gitmelidirler.
"Sonuna kadar gideceğiz!" diyen başbakan da boş yere kükremeyi bırakıp arkadaşlarımızın katillerinin
"bağımsız" dediği yargının önüne çıkartılması için insanca bir girişimde bulunmalıdır.
Çok mu şey istiyoruz?
Elbette hayır.
Bizim derdimiz Nesimi Çimen'in, Hasret Gültekin'in, Asaf Koçak'ın, Behçet Aysan'ın, Muhlis Akarsu'nun ve onlarca
canımızın katillerinin ve katilleri koruyanların ortaya çıkarılması ve de çağın en büyük insanlık ayıbından
kurtulmamız için bir ışık yakılmasını istemekten başka, hiçbir şey değildir.
Ama biliyoruz ki 18 yıl, 19-20 olur, 21 olur ve bu iktidar ve onun iz sürücüleri varoldukça, Madımak cinayetlerini
işleyen caniler bu ülkenin başına taç edilirler ve ülkem bu büyük acıdan, bu kin, nefret ve öfkeden tarihin
hiç bir döneminde kurtulamaz.