A benim ayakaltım...

Her şey bitmiş görünüyor.

Hırsız hırsızladığıyla kaldı, oylar aparıldı Belediye başkanlıkları kapıldı, iş bitti.

Şimdi seçim sonuçlarının üstüne çıkıp tepinme vaktidir.

30 Mart gecesinden beri bu böyle.

Hani şu balkon fantezisi denen gölge oyunundan söz ediyorum.

Aldı eline mikrofonu verdi veriştirdi, yanında dizi dizi sırıtkan kahramanlar, dilinde cennetlik kelamlar.

Tüm ülkeyi kucakladı!

Kucaklanmış olanlar listesinin en başındakileri aldı mı bir suskunluk.

Çıkıp iki ürkek demeç verdiler, iki ‘yasal başvuru’ yaptılar ve sonra yok oldular.

‘Memleketi soyanların oyları çalanlarla aynı olduğunu’ bile söyleyemediler.

Sonra tüm ülke ölüm sessizliğine büründü.

Sanki balkon kucaklaşmasında kucaklananlar ülkenin tamamı değil.

Bir sakinlik bir dinginlik, bir mahcubiyet, bir yenilmişlik asaleti ki hiç sormayın.

İşi yargıya havale ettiler, olmadı- olmayacak, iç hukuk tükenecek ve iş işten çoktan geçmiş olacak.

Muhalif partilerde de iç huzursuzluklar, süreç sorgulamaları, eleştiri bombardımanları, kopuşlar, yeni oluşum sesleri, pısırık savunular ne ararsan var!

Kucaklaşmayı yanlış okumanın sonuçları daha da çoğalacağa benzer.

Yeni seçim süreci bunun tüm işaretlerini gösteriyor.

Kurulan tuzağa ilk düşenler aklını sağ oylara dikmiş olan ‘yeni sağcılar.’

Halen hesaplaşmayı düşünmeyen bir sıradanlık ki sormayın, bezdiriyor insanı.

Cehalet böyle bir şey olsa gerek!

Can Baba yaşıyor olsaydı, pencereyi sonuna kadar açar ve gevrek gevrek ağız dolusu küfür ederdi.

İttifak arayışları için perde gerisinde dönen entrikaları senaryo yazıp film çeksek, gişe rekorları kırar.

Hasan Hüseyin Korkmazgil bu tür zavallılıklar için “a benim ayakaltım” derdi, ben diyecek söz bulamıyorum.

Aklım ise yaklaşan 1 Mayıs’ta.

Buradan söylemek isterim.

Taksim Meydanı halkındır.

O meydan da şiirler okuyup, şarkılar söylemek, halaya durmak, eşitlik, özgürlük, barış taleplerini haykırmak bir haktır.

Hem de kanla canla kazanılmış bir haktır.

Bırakın onlar ‘kucaklaşmaya’ devam etsinler biz işimize bakalım ve çiçekleyelim hayatı.

Bizden sual edenler de bilsinler, ellerimizde Haziran Direnişi’nde katledilen çocuklarımızın resimleriyle alan da olacağız.

Ali İsmail Korkmaz kardeşimin aşk-umut ve öfke dolu fotoğrafı ise benim elimde olacak.

[email protected]