FATİH çökerken

MEB’in yürüttüğü FATİH (Eğitimde Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesinden bahsediyorum. Proje, Elazığ’da bir lisede aidat ödeyemeyen ve derslerinde başarısız olduğu iddia edilen öğrencilere dağıtılan tabletlerin geri toplanmasının ardından, öğrencilerin durumu şikayet etmesi üzerine geçtiğimiz hafta yine gündeme geldi. Okul “böyle bir yazı geldi” diyerek topu MEB’e attı, MEB de “okul yazıyı yanlış yorumlamış” diyerek müdüre. Bu skandalın üstü tabletlerin öğrencilere tekrar dağıtılmasıyla kapatılmaya çalışılırken, AKP’nin bir şov olarak tasarladığı bu proje giderek daha da içinden çıkılamaz hale geliyor.

FATİH projesi, bilimsel ve ihtiyaç temelli değerlendirmelerin uzağında, esas olarak öğretmen ve öğrencilere tablet dağıtılması ve okullara etkileşimli tahta kurulmasına dayanarak 2011 yılında başlattığı büyük bir rant projesi. AKP projeyi eğitim alanında yarattığı tahribatın üzerini örtmek için kendisine bir şov alanı olarak görüyor. MEB’in sadece 2014 bütçesi içindeki payı bile 1,4 milyar TL olan proje 4+4+4 yasasında özel bir madde eklenerek İhale Kanunu ve Kamu İhale Kurumu denetiminden çıkarılmıştı. Yerel seçimler öncesinde proje tekrar gündeme getirilmiş, Erdoğan’ın da katıldığı bir törende Mart ayının sonunda yapılan yerel seçimlere kadar toplam 675 bin öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar dağıtılacağı ilan edilmişti. Mayıs ayının ortasına gelmişken halen tablet dağıtımının sürmesinden söylenen sayıda tabletin öğrencilere dağıtılmadığını bilebiliyoruz. Ne de olsa seçimler geçti!

Geçtiğimiz günlerde MEB’in hazırladığı Performans Sonuçları raporu yayımlandı. Rapora göre, proje kapsamında 2013 yılında 1 milyon 200 bin öğrenciye tablet dağıtılması planlanırken sadece 41 bin tablet dağıtıldığı, aynı dönem içerisinde tablet kullanması planlanan öğretmen sayısının 50 bin olması hedeflenirken, bu sayının da 7 bin 258’de kaldığı ortaya çıktı. MEB’in bu yıl için 675 bin tablet dağıtımını hedeflediği düşünüldüğünde, bu yapılabilse dahi 2014 sonunda bile geçen yılın hedeflerine ulaşılamayacağı açıkça görülüyor.

Ortada başka sıkıntılarda var. Mart ayında proje kapsamında, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde 8 bin 500 okulda tabletlerle sınıflara kurulan akıllı tahtaların arasındaki internet bağlantısını kuracak şirket maliyetleri karşılamayınca, çalışanları işten çıkarmış, çalışmaların bu bölgelerde durma noktasına geldiği ortaya çıkmıştı. Bozuk çıkan binlerce tablet, geçtiğimiz yıl harcama kalemlerindeki usulsüzlük iddialarıyla MEB’de birinci dereceden proje sorumlusunun görevden alınması, proje kapsamında danışmanlık hizmeti alınan 35 personele aylık 451 bin 681 bin lira toplam maaş ödenmesi, danışman ücretinin günlük bin 500 liraya kadar çıkabilmesi projenin üzerine oturduğu büyük rantı ortaya koyuyor.

Geçtiğimiz hafta CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TBMM Başkanlığına sunduğu önergede Bakan Avcı’nın yanıtlaması istemiyle sorduğu sorular da projenin çeşitli boyutlarına dikkat çekiyor. Tanrıkulu önergesinde, projenin AKP tarafından açıklanan 8 milyarlık maliyetinin 25 milyar dolara ulaşacağı ve tabletlerin üreticiler tarafından planlı eksiltme ürünleri olarak ve pil ömürlerinin kısa tutulacak şekilde üretildikleri iddialarını, proje kapsamında öğretmen ve öğrencilere kaç adet tablet dağıtıldığını, tabletlerdeki işletim sistemini, yüklenen yazılımları, hazır uygulamaları, arızalı çıkan ve şikayet konusu olan tabletlerin sayısını ve fazla maliyet iddialarını gündeme taşıyor.

Bütün bu tablo, yüzyılın projesi olarak gösterilen FATİH’in, henüz proje gündeme geldiğinde bilim insanlarının, eğitimcilerin dile getirdiği sorunlarla nasıl çöküşe doğru gittiğini ortaya koyuyor. Akılda sadece tüccarlık olunca, hedef rant olunca zaten başka türlüsü de mümkün olmuyor. Geçtiğimiz günlerde, Van’ın Muradiye ilçesinde elektrik borcunu ödemedikleri gerekçesiyle 8 okulun elektriği kesilmişti. Bir taraftan özelleştirilen elektrik dağıtımı nedeniyle elektrikleri kesilen okullar, diğer taraftan elektrik bağımlı akıllı tahtalarla, tabletlerle ‘asrın projesi’ FATİH. Nereden bakarsanız bakın, piyasacılığın, rantın sonu hep karanlık.