Ankara’nın seçimine eğitimden bakış

Kaldığımız yerden devam edelim, İstanbul’dan sonra Ankara’da eğitim göstergelerini gözden geçirelim. Başkent Ankara, bürokrasinin en geniş yapılarından biri olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı da içinde barındıran, bürokrasinin şehri, siyasetin merkezi.

Göstergeleri Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sunduğu son verilerinden (2012-2013) derledim. Yaklaşık 5 milyon nüfusu olan Ankara’da, 1701’i (yüzde 78) devlet okulu olmak üzere, okul öncesinden ortaöğretim sonuna kadar toplam 2180 okul bulunuyor. Bu okullarda 867 bin 783’ü (yüzde 92) devlet okullarında olmak üzere toplam 934 bin 430 bin öğrenci bulunuyor. Yine büyük çoğunluğu (yüzde 85) devlet okullarında olmak üzere, bu şehirde toplam 55 bin 514 öğretmen görev yapıyor. Devlet okullarında derslik başına ve öğretmen bir öğretmene düşen öğrenci sayıları sırasıyla 33 ve 17 iken, bu sayılar özel okullarda sırasıyla 14 ve 9’a düşüyor.

Ankara’da 4+4+4 sisteminin uygulanmaya başladığı geçtiğimiz yıl 38 tane imam hatip ortaokulu (İHO) açılmış ve bunların 26 tanesi bağımsız, yani başka okulların bu okullara dönüştürülmesiyle açılmış. İlk yıl bu okullara toplam 4 bin 464 öğrenci kayıt olmuş. Bu okullarda derslik başına 20 öğrenci düşerken, düz ortaokullarda bu sayı 38. Ankara’da ayrıca 17 bin 34 öğrencinin okuduğu 25 tane de imam hatip lisesi bulunuyor. Oranlara bakıldığında Ankara’da da özel okullarda ve din temelli eğitim veren imam hatip okullarında okuyan öğrenciler için fiziksel olarak daha iyi olanaklar sunulduğu ve varsıl-dindar kesimlerin çocuklarının lehinde ayrımcılık oluşturan bir tablo ortaya çıktığı görülüyor.

Okurlar 30 Mart’ta yerel seçimler yapılacakken, neden genel siyaseti ilgilendiren değerlendirmeler yapmaya çalıştığımı, ülkemizde merkezi olarak belirlenen politikaların bir yansıması olan bu verileri paylaştığımı sorabilir. Hatırlayacaksınız, Haziran Direnişi yerel bir sorun gibi olarak değerlendirilebilecek Gezi Parkı’na sahip çıkılmasından yola çıkarak, özgürlük ve eşitlik talebinin, gericilik karşıtlığının ülke ölçeğinde ete kemiğe büründüğü bir ayağa kalkışa dönüşmüştü. 17 Aralık’tan bu yana yaşananlarla da birlikte, merkezi siyasetin yerelle içiçe geçerek, rüşvet ve yolsuzluklarla halkı nasıl soyduğu ve bunun nasıl hasır altı edilmeye çalışıldığı ortadayken, bugün bu seçimin artık sadece bir yerel seçim olarak değerlendirmesi mümkün değildir.

O zaman biz de böyle bakmayacağız. 11 yıldır eğitim üzerindeki gerici ve piyasacı kuşatmanın hesabını, yerelliklerde elbette önemli olan ancak bunlarla sınırlı olmayan yol, trafik, çöp, su vb. sorunlarına, projelere odaklanarak soramayacağımızın farkında olacağız. Eğitim emekçisi arkadaşımıza, öğretmenler odalarımıza sokulan imamın nedeninin muhtar, belediye başkanı değil, belki onların da çanak tutmasıyla AKP’nin yıllardır sürdürdüğü gerici proje olduğunu anlatacağız. Velilerimize, dindar nesiller yetiştireceğiz diyerek açılan İHO’ların, çocuklarının okullarının ellerinden alınmak pahasına açıldığını hatırlatacağız. Özel okullarda öğrenciler düşük mevcutlu sınıflarda eğitim alırken, kendi çocuklarının kalabalık sınıflarda okumasının nedeninin AKP’nin özel okul sevdası olduğunu anlatacağız Ankara’nın emekçilerine. Bunlar yanında, Batıkent’te İHO’ya dönüştürülen Kardelen İlköğretim Okulu’nun, velilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin haklı mücadelesiyle nasıl geri alındığını da hatırlatacağız elbette.

Bugün Batıkent’te okuluna sahip çıkan mahallelileri, velileri tüm güçleriyle destekleyenler, emekçi mahallerinde açtıkları ücretsiz atölyelerle, kurslarla emekçi çocuklarıyla buluşanlar, okullarında AKP’nin gerici dayatmalarına genç akıllarıyla direnen liseliler ve Ankara’nın tüm aydınlık yüzleri ortak bir iradeyle seçimde Kaya Güvenç’i destekliyorlar.

Ankaralı yurttaşlar, Güvenç’e verilecek destek ve oyların, paranın ve dinin eğitimi de kuşatmasına karşı, eşitlikçi ve aydınlanmacı bir eğitim için mücadelemizin güçlenmesi anlamına geleceğini unutmayacaktır.