Upuzun bir şarkı: Fidel’Che

Haydi gidelim,
Ateşli peygamberi şafağın
Rüzgâra bakan gizli patikalardan
O âşık olduğun yeşil vatanı kurtarmaya.

Haydi gidelim,
Savaşmaya bütün hatalarla
Alnımızda isyan yıldızlarıyla
Zafere ya da ölüme ant içerek.

Ekmeğin ve tuzun aşkına, ırmakta köpüren upuzun yağmurun ve söz kapısında bekleyen çocukların aşkına. Gül ekmeye gidiyoruz, bir ağıt kuyuda kendini boğuyor. Sabır insandan yapılmıştır. Kavga, dağ selinden. İnsan iki kere doğar: annesinden ve devrimden. Bir ıslık seher türküleri çalıyor, bir lamba ışığını döküyor sokağa. Gülümseyen halk aşkına, susmaktan vazgeçiyoruz. Bir elimiz kalbimize gömülüyor bir elimiz göğsümüzden yemyeşil vatan çıkarıyor. Kardeşim Fidel, şimdi sıra bizde bir okyanusu geçiyoruz, diyelim ki şafak söküyor ve biz bütün karanfillere yüz sürüyoruz.

Ve kalın kitaplarda yazılan acılar, binyılların öğüdü, ipe yürüyen insanların sesinde gürlüyor yeni bir hayat. Gelincik sürüsüyle yürüyoruz, sol boşluğumuzda çok eski bir yara. Kanıyor yedi dağın yedi mağarasından. Kuşların ve dalların aşkına, bu şarkıyı göğe kadar fısıldıyoruz. Bir anne saçını tarıyor oğlunun, bir kız yârine mektup yolluyor. İnanmakla inat etmek arası bir yerdeyiz, suların ezgisiyle yazıyoruz tarihi. Büyük umudumuz var, sil baştan ömrümüz.

Kardeşim Fidel, sana büyüyen bir bahardan söz ediyorum, demir kapıları çürüten bir yağmurdan. Sonrası mı? Dünya içine sığmayan bir Küba’dan.

İlk silah duyulduğunda ve toprak uyandığında
Uykudan sıçrayan bir kız gibi
Orada yanınızda olacağız, sessiz savaşçılar
Orada olacağız.

Saçıldığında sesin dört bir yana
Toprak reformu, adalet, ekmek ve özgürlük
Orada olacağız haykırmak için senin sözlerini
Orada olacağız.

Çiçeklerin ağzına böyle daha iyi yakışıyoruz. Bizim sevincimiz insan yüreğinde çatlayan kırmızı, boydan boya gül açıyor. Bütün sokaklar yıldızlara kadar iyilik ve güzellik resmi.

Adımız yer değiştiriyor anılarla. Erdemli savaşçılar aşkına, kardeşlik aşkına, insanı isyanla okuyoruz topraktan bir karanfil daha düşüyor yakamıza. Soğuk adımlarla geçiyoruz uzun ormanları zulmün kalbi yok, yeryüzünün de neşesi. Kapıları aşındıran günler adına, orada olacağız ve bir maralı rüyasının en derin yerinde öpeceğiz. Kardeşim Fidel, sevgiye yol çizgisi çekiyoruz, çünkü ısrarımız kavgamızla beraber yürüyor.

Orada olacağız, iki dudak arasında. Göğsümüzün üstünde çocuk korosu ve günlerin hüzün çağı. Savrulan otların yurdundan geliyoruz, zaman bir selam arası kadar kısa ve hızlı geçiyor. İnsan iki şeye yürür: aşka ve savaşa. Bedeli ödenmemiş ölümler aşkına, aynı aynadan bakıyoruz, bir kumaş kendi yırtığını dikiyor. Avucumuzdaki dilsiz evler, uzağın yamacına çekiliyor. İlk aldanış belki ya da gerçeğin ta kendisi. Sonra bin kez daha gelip geçiyoruz cesaretin aklından. Kardeşim Fidel, şimdi sıra bizde kanatlarımız bir kırlangıçtan emanet, geliyoruz koşarak, çok yaşamaz bir hayattan.

Not: Şiir bölümleri, Che’nin “Fidel’e Şarkı” şiirinden alıntılanmıştır.

[email protected]