‘Zeytin ağacı’ ve ‘ustası’

Binlerce yıldır Akdeniz’in karakteristik öğelerinden olan zeytin ağacı o bölgenin insanlarıyla birlikte var olmuş, yedikleri, hayatta kalmalarıyla, gelenekleriyle ilişkili olmuş ve Akdeniz kıyıları boyunca kurulmuş bütün kültürlerde izlerini bırakmıştır.

Geçtiğimiz günlerde Yunanistan’da, zeytin ağacı birden başka bir nedenle haberlerde yer almaya başladı. Kısaca, 58 kişilik siyasi ve sosyal figürlerden oluşan bir grup, Yunanistan sosyal demokrasisinden çeşitli partilere ev sahipliği yapacak “demokratik ilerici oluşum”a, “zeytin ağacı” adını verdi.

İlgili haberler burjuva basınında Yunanis-tan’ın sosyal demokrasisinin geleceği olarak görünmeye başladı. Makalelerden birinde “politik sistemin merkezindeki boşluk doldurulmalı” denerek bu oluşuma referans verildi. Ancak sundukları teklifler bu boşluğu farklı şekilde dolduruyor, bütün hepsinin içine işlemiş ortak bir element var: Burjuva sınıfının var olma çabasının sistemin siyasi istikrarının muhtemel geniş kitlesel destekle koruyucusu olmak.

Açık olan bir şey var ki klasik iki parti sistemi burjuvazinin merkezini düşündüğümüzde artık işlevli değil bu yüzden koalisyon hükümeti kurulması ihtimaliyle siyasi sistem için bir yol mutlaka bulunmalı ve bu bakış açısıyla kutupların yaratılmasıyla ilerleyecek. Bu kaygı “58”lerin girişiminden geliyor. Bu tür bir girişim AB tarafından kabul edilmiş ihtiyaçlara tekabül ediyor: Burjuva hükümetinin istikrarını sağlayacak parti koalisyonunu oluşturmak, böylelikle seçim çoğunluğu istikrarı sağlayacak ve uzlaşma sağlanmış olacak.

Bu ihtiyaçlar, burjuva sınıfının bugün krizle birlikte desteğini kaybettiği yüksek gelirli ve orta sınıf kesimiyle işbirliği kurabilecek reform hedeflerine yanıt veriyor, kapitalizmin başka yönetme formülleriyle birlikte umutlarını sürdürebilecek bir iyileşme beklentisi yaratıyor. Bu noktada, reforme edilmiş sosyal demokratların rolünün kritik olduğu görülüyor, sistemin iyiliği için “sosyal birleşme”yi en iyi garanti edebilecek olanın buradan çıkacağı düşünülüyor.

Bugüne kadarki gelişmeler Yunanistan Komünist Partisi’nin burjuvazinin seçeneklerine ayar veriyor değerlendirmesini onaylar nitelikte. Bu arayış hükümetin emek hareketlerini kontrol edebilmesini, yükselen sınıf hareketlerin kısıtlanmasını, işçi sınıfının ve halkın gelirlerine yönelik saldırganlığı garantiye alması ve krize yönelik ortaya çıkan tepkilerin en düşük seviyede tutulmasını sağlamaya çalışıyor. Ülkemizde, zeytin ağacı üzerine bir söz vardır. Zeytin ağacı ustasına derki, “Bana iyi bak ben de seni besleyeyim, bana su ver ben de seni zenginleştireyim”. Aynı şey politikaya atılmış “zeytin ağacı” için de geçerli ve efendisi olan burjuva sınıfıyla olan ilişkisi içinde.

Ancak işçi sınıfı için net olması gereken şey partinin sınıf karakteridir, istediği kadar “sağ” ya da “sol” , merkezin sağı, merkezin solu, liberal ya da sosyal demokrat densin. Partilerin isimleri, sembolleri, tarihsel formasyonları, sloganları ve liderleri farklılık gösterebilir ancak bütün bu politik farklılıklarının arkasında hiç bir sınıf farkı olmadığı gerçeği var ve anlaşmazlıkları nasıl daha iyi kapitalist sistemin istikrarının sağlanabileceği yönünde. Ve bu bakış açısıyla birlikte işçi sınıfı için kritik nokta, burjuvazinin bütün formlarından kendilerini kurtarmak ve burjuvazinin “sol” kanadından gelen bu plana onay vermemektir.