Yarın başarılı olmak için bugünü hedef alıyorlar

Keratsani (Altın Şafak üyeleri tarafından öldürülen genç) olayının sonucu olarak Nazi Altın Şafağın eylemlerini uygulayabilmesi için uygun atmosferi yaratan hükümet kapitalist sistemi yöneten diğer partilerin işbirliğiyle halkı ve hareketleri hedef haline getirmeyi deniyor. Hükümet kendi propagandasını ve manevralarını diğer partilerden kimin “demokrasiyi” ve “normalliği” daha iyi savunacağına göre yeniden şekillendiriyor. Bu yüzden anayasal düzenlemenin ideolojik yapısını geride bırakarak bütün partilerin ihtiyacı olanın ve kaçınılmaz olanın “yasallığa” saygı gösterilen bir burjuva sistemi olduğunu vurgulyor ve mahkum olmuş faşizm gündeme geldiğinde, komünizmle faşizmi kabul edilemez biçimde eşitleyerek, “iki uç yorumları” yapılıyor.

Altın Şafağın geçen hafta gerçekleştirdiği cinayet üzerine Yeni Demokrasi’nin (ND) sözcüsü M.Voridis Yunanistan Komünist Partisi’ne (KKE) atıfta bulunarak “hukuk işçilerin yasal dayanağıdır” sloganını tekrarladı. Bunu kendi hareketlerini meşrulaştırmak için parlementoya uyarlanan yasaların tanımlanması için adapte ederek söyledi ancak bu yasalar ne yapıyor? Maaşları kesintiye uğratıyor, hakları ortadan kaldırıyor,halkın geniş kesimlerini yoksulluğa sürüklüyor. Gücü yetmeyecek olan ailelerin çocukları eğitim haklarından mahrum bırakılıyor, sağlık hizmetlerini karşılayamayacak hale geliyorlar. Devletin baskıcı mekanizmaları sendikaların en temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alıyor. Özetle, bu yasalar kapitalizmin krizinin sermayenin yararına olacak şekilde çözülmesi için yapılıyor ve tekeller için olanaklar sağlarken işçi sınıfını dağıtıyor, işsizler yaratıyor, yoksul çiftçiler, gençler, kadınlar ortaya çıkıyor.

Hükümetin KKE’den istediği yasallık bu, işçilerin ve halk hareketinin saygı duymasının beklendiği şey bu, diğer bir deyişle hükümet işçilerin hayatı için mücadele etmemesini istiyor, tekellere karşı olmamamızı bekliyor. Ayrıca yasallığa saygı göstermenin bütün diğer partileri Altın Şafak’tan ayıracağını belirtiyor. Ancak, ortada açık bir şey var ki Altın Şafak hükümetin ve burjuva partilerin tarif edilen yasallığına tamamiyle çatışma içinde değil. Altın Şafak halkın karşısında olan bütün uygulamaları destekliyor ve kapitalizmin krizden çıkması hedefindeler. Onlar köle tüccarı gibi hareket ediyorlar ve gemi sahiplerinin ve büyük partonların yardakçısı olarak ucuz iş gücünün koruyucusu olarak harekete darbe vurmaya çalışıyorlar.

ND’nin yetkilileri kendi yasallıklarını “hukuk işçilerin yasal dayanağıdır”sözüne karşı konumlandırıyorlar. Altın Şafak hükümetin bu çabasında çok önemli bir rol oynuyor. Yaptıkları illegal hareketler işçilere ve göçmenlere karşı suç teşkil eder nitelikte... Bu bölge hükümetin halk için tuzaklar kurduğu yer, Altın Şafak’ın cinayet saldırılarını toplumsal olarak ve kitlesel bir şekilde karar verilerek yapılan eylemlerle bir tutmaya çalışıyor. Bunların burjuva hukukuna zarar verdiğini ifade ediyorlar. Yoksulluğu tartışmamaları gerekiyor ve hatta bu yoksulluğu halk arasında yaygınlaştırıyorlar. Halkın boynuna geçirilmiş ipe ilmek atacak bir hareket istiyorlar. KKE’nin de bu sömürücü sistemin yönetilmesine katkıda bulunmasını bekliyorlar.Bu yüzden de legallik tartışmasını ve yeni baskıcı uygulamaları yeniden gündeme getiriyorlar çünkü varolan yasal çerçeve Altın Şafak’ın suç eylemlerinin üstesinden gelmekten daha elverişli. İddia edildiği üzere Altın Şafak üyesi katillerin hedefte olduğunu söylüyorlar ancak gerçekte ne yazık ki asla kaçamayacakları sınıf ve toplumsal mücadelenin geleceğini hedeflerine yerleştirmiş durumdalar.