Tekelci ‘kurtlar’ sol görünümlü ‘kuzu kıyafeti’ giyerse

Yunan hükümeti, Nazi örgütlenmesi Altın Şafak’ın suç eylemlerini, “İki Uç” teorisiyle birleştirmek, yani kabul edilemez bir şekilde komünizmle faşizmi birbirine eşitlemek gibi bir çaba içerisinde.

Ancak Rizospastis gazetesinin ortaya çıkardığı durum, bir kez daha sorunun dar anlamda bir Yunan sorunu değil, Avrupalı boyutlara sahip bir sorun olduğunu gösterdi. Gazetede, AB’nin komünizm ve sosyalist devletler ile Nazi barbarlığını eşitlemek adına büyük paralar akıttığını gösteren resmi bir belge yayımlandı. AB’nin bu programı, ilgili her “proje” karşılığında 100 bin avro ödüllü etkinlikler düzenlemeye davet edilen belediyelere, üniversitelere ve STÖ’lere de gönderildi. “Avrupa’nın hafızası” adı verilen programın sorumluları, söz konusu programı şu şekilde tarif ediyor: “Sübvanse edilen projeler, modern Avrupa tarihinde ortaya çıkan totaliter rejimlerin (Nazizm, faşizm, Stalinizm ve totaliter komünist rejimler) nedenlerini ortaya koymaktadır.”

Bu aşağılık ve alçak girişim, iki kat provokatiftir. Her şeyden önce, halkın bilincini zehirleyerek bilimsel sosyalizmin hümanist teorisini, kapitalist sistemin yaratılması ve Nazizm ve faşizm zulümleriyle eşitlemeyi amaçlamaktadır. İnsanın insan tarafından sömürülmediği bir toplum inşa etme girişimi, kapitalizm ve tekellerin diktatörlüğü tarafından yaratılan burjuva iktidarının o en insafsız, en insanlık dışı biçimiyle eşitlenmek istenmektedir. Faşizm canavarıyla, onun ezip geçilmesinde başrolü oynayanlar, yani Sovyetler Birliği’nin başını çektiği komünist hareket eşitlenmek istenmektedir.

İki kat provokatiftir çünkü “para yok” diyerek emekçilere ve emeklilere maaşlarının kesilmesi gerektiğini söylerken bu paraları kullanmaktadırlar. “Para yok” diyerek hasta insanlara tedavi masraflarını karşılamaları gerektiğini söylerken bu paraları kullanmaktadırlar. “Kesinti” ve “AB çerçevesinde mali disiplin” adına devlet, bütün sosyal hizmet sektörlerini (eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, elektrik, su vs.) tekelci grupların eline teslim ederken işte o paraları kullanmaktadırlar.

Rizospastis’in haberi, gerçekte iki şeye işaret etmektedir: Birincisi, burjuva düzenini gerçek anlamda rahatsız ettiği için, tarihsel hafızayı çarpıtarak radikal militan eğilimler budanmaya ve tekeller zarar görmesin diye düzen krizinin ve halk karşıtı vahşi saldırıların ortasında, halk tabakalarının, öncü işçilerle ve halk mücadelelerinin her zaman en önünde yer alan komünistlerle olan bağı koparılmaya çalışılmaktadır. Amaçladıkları, halkı boyun eğdirip, iktidarlarına karşı ortaya çıkabilecek tehditlerin önüne geçmektir.

İkincisi de AB, aynı zamanda tekellerin iktidarını güçlendirmek için ideolojik alanda bir araç olarak işlev görmektedir. 27 ülkeden 30 komünist ve işçi partisi tarafından oluşturulan ve yeni bir bölgesel işbirliği biçimi olan Avrupa komünist “inisiyatifi”nin de vurguladığı gibi, “AB, sermayenin seçeneğidir ve tekellerin çıkarları adına önlemler almaktadır”.

Bu koşullarda, Avrupalı oportünist partilerin yer aldığı “Avrupa Sol Partisi”nin (ASP), Komisyon Başkanlığı, yani AB liderliği için Yunan SYRIZA partisi lideri Alexis Çipras’ın adaylığını destekleme niyeti ancak bir şaka olarak değerlendirilebilir. Şaka olmasının nedeni, Komisyon Başkanı’nın seçilmesi sürecinin, AB çerçevesinde rekabeti dengelemek adına diğer ülkelere ve AB partilerine karşı sonsuz bir perde arkası müzakere ve ödün verme süreci olmaması değil ASP’nin, Avrupalı “kurt” tekellere “sol görünümlü kuzu postu” giydirmeyi hedeflemesi ve boş bir çabaya kapılarak tarafına geçtiği kapitalist düzeni “insanileştirmeye” çabalamasıdır. Şaka olan budur.