Büyük bir koalisyon mu?

Öneri kulağa oldukça çığır açıcı geliyor: “Yeni Demokrasi ve SYRIZA bir anlaşmaya varmalı ve tarihsel önemde bir uzlaşma yapmalı.” Aslında, YD-SYRIZA birliği tartışması yanlış ikilemler ve ikincil önemdeki farklılıkların öne sürülmesiyle keskinleşiyor. Bu, sermaye için temel önemde bir tartışma, çünkü yatırımların finansmanı, borcun nasıl yöneticiliği ve bankalara ne olacağı gibi önemli meselelerle ilişkili. Ancak, bu meseleler, işçi sınıfının ve halkın çıkarlarıyla ilişkili değil. İşçileri, tersine, yani bu kesimlerden her birinin önerdiği formülün halka refah getireceğine ve halkın fedakarlıklarına son vereceğine ikna etmeye çalışıyor.

Bu öneri şimdi kamuoyu yoklamalarının bulgularıyla temellendiriliyor: “çoğunluk”, burjuvazinin “merkezci” yayın organı Ethnos’un bildirdiğine göre, “bir sol-sağ koalisyon hükümeti istiyor”. Çeşitli biçimleriyle bütün hafta sonu yoğun biçimde diğer burjuva gazeteleri tarafından da promosyonu yapılan bu senaryo, büyük bir koalisyon kurabilme olasılığıyla ilişkili.

Bu senaryo henüz olgunlaşmadı ve seçim öncesi dönemin koşullarında olgunlaşması mümkün görünmüyor. Fakat ortak bir stratejik amaca dayandığı kesin: kapitalist yeniden yapılanma, ülkenin AB ve Eurozone yolculuğuna destek.

PASOK ve YD birliğine ilişkin benzer bir senaryo da on yıl önce paradoksal görünürdü. Fakat, böyle bir senaryonun gerçekleştiğini, hatta bunun 2012 seçimlerinden önce olduğunu gördük.

“Büyük koalisyon” senaryosunun uluslararası ve Avrupalı örnekleri de var. En karakteristik olanları ise, Almanya’da 2005 ve 2013 yılında Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratların birleşmesiyle yeni Alman hükümetlerinin kurulmasıydı.

Eğer burjuva sınıfı, politik sınıfın iki temel kutbunun, YD ve SYRIZA, karşı karşıya gelmesiyle istediği geniş halk desteğine dayanan istikrarlı hükümetlerin kurulmasını sağlayamazsa, eğer politik sistemin yeniden düzenlenmesi istikrarlı bir hükümetin ortaya çıkması olasılığını ortaya çıkarmazsa, o zaman büyük koalisyon senaryosu gündeme gelir. Burjuva analizleri de buna hazırlık yapıyor.

Tabii ki, o zamana kadar işçiler, bu partilerin ortak stratejik amaçları olduğunu zihin karıştırma ve gizleme amacıyla keskinleştirilen iki parti argümanıyla karşı karşıya bırakılacaklar. YD ve SYRIZA tarafından sunulan yeni gözdağına ve yanılsamalara maruz kalacaklar.

İşçi sınıfı ve farklı halk kesimleri, bugün hangi hükümet çıkarsa çıksın, YD’ye ya da SYRIZA’ya dayalı olsun, onları bir kez daha hayal kırıklığına uğratacakları konusunda net olmalı.

Umut veren tek yaklaşım, halk karşıtı kanunları geçersiz hale getiren, halka yönelik saldırıya karşı mücadele etmeye katkı koyan büyük bir halk birliğinin kurulmasıdır. Böylece halkın ihtiyaçlarının karşılanmasını garanti altına almanın yolu açılacaktır. Gerçekten güçlü bir halk muhalefeti ancak güçlü bir KKE ile başarılabilir. Çünkü işçi sınıfının ve halkın iktidarına giden yol ancak böyle açılabilir.