Bankalar üzerine tartışma

Yunanistan’da hükümet pek çok alanı ve işçilerin kazanımlarını etkileyecek çok yönlü bir yasa tasarısını oyladı. Yasa tasarısı açıkça halk düşmanı, tasarının içindeki vahşi önlemler sınıfsal bir özelliğe sahip. Bununla alakalı genel kurulda KKE’nin parlamentodaki temsilcisi Nikos Karathanasopoulos tarafından bunlar dile getirildi: “Bu, üretimden gelen kazancın büyük kısmını küçük bir kapitalist bir gruba veren ve esas üreticileri yoksulluğa sürükleyen kapitalizmin ta kendisi, çırılçıplak ve üstü örtülmemiş.”

Yasa tasarısı üç bölümden oluşuyor. İlk kısım güvencesiz istihdamı yasallaştıran, toplu iş sözleşmelerini yok sayan, asgari ücreti biraz arttıran ancak işverenin sigortaya ayırdığı payı ve dolayısıyla emekli ikramiyesini ve emekli maaşını ciddi şekilde azaltan bir dizi reformu içeriyor. İkinci kısım, kendi işyerinde çalışanların harcamalarıyla alakalı, onları büyük tekellerin yararına piyasanın dışına iten sonuçları içeriyor. Üçüncü kısım ise bankaların desteklenmesiyle alakalı. Bu kısım Yunanistan’da kapitalist ekonominin iyileşmesi için stratejik bir taslak olan bankaların yeniden yapılanmasını kapsıyor. Bu SYRIZA’nın ND-PASOK koalisyon hükümetiyle karşı karşıya gelmesinin temeli haline geldi.

SYRIZA, diğer yeniden yapılanma taslaklarından çok bu noktaya vurgu yaptı. ABD ve İspanya’da sermayenin yeniden yapılanmasını devlet kontrolünde gerçekleştirmesini örnek göstererek hükümeti eleştirdi. Dikkat çektiği bir başka konuysa bankaların şüpheli kaynaklara devri (Aslında bunlar bankalara sermaye koyan, hisse alırken “kırmızıda” olan kredilerle de ilgilenen yabancı kaynaklar). SYRIZA, devlet kontrolü altındaki bankaların ekonominin iyileşmesini destekleyerek halk yararına bir role sahip olacağını iddia ediyor. Hükümet buna SYRIZA’nın sermayenin yeniden yapılanmasını istemediğini ve yatırımcılara yönelik kredi imkanlarını engelleyerek gelişmeyi önlediğini söyleyerek cevap verdi.

SYRIZA’nın bankaların halkın yararına çalıştığı iddiası ancak bir şaka olarak algılanabilir. İster devlet bankası, ister özel banka olsun bankalar hayırsever kuruluşlar değil, kapitalist ekonominin en önemli parçalarıdır. Bankalar kapitalistlere borç vermek için sermayeyi yoğunlaştırırlar ve bu sayede tıpkı işçi sınıfına ve toplumun diğer kesimlerine kredi verdiklerinde olduğu gibi kâr elde ederler. Bankalar aynı zamanda tekel grupların ve yatırımların içinde kendileri de iş etkinliklerine katılırlar. Yani SYRIZA, bankaların elinde adeta tam anlamıyla vurguncu bir fonksiyonu halkın yararına dönüştürebilecek sihirli bir değnek olduğunu iddia ediyor.

Bankalar olmadan kapitalist gelişmenin var olamayacağı bir gerçek. Kısa süre önce burjuva basınının, Yunan patron örgütü SEV, İhracat İşleri Federasyonu, küçük ve orta büyüklükte işletmecilerin birliği vs., sermayenin yeniden planlanması için önkoşul olarak bankaların acilen “kaza testinden” geçirilmesi ve böylece yatırımlar için kredi sağlayabilmesi üstünde bu kadar ısrarcı olması tesadüf değildir. Bu ayrıca, büyük çoğunluğu büyük sermaye sahipleri tarafından alınmış “kırmızıda” olan krediler için yapılacak düzenlemelerle de birleşiyor.

SYRIZA ve hükümet kapitalist gelişme için acele ediyor ve ikisi de sermaye çevrelerini desteklemek için yollar arıyorlar. SYRIZA hükümetin zararlı bir iş yaptığını hükümet, bankaların yatırımlara direkt katkı verebilmesi için finanse edilmeleri gerektiğini düşünüyor. SYRIZA’nın konumu, büyük ölçüde SEV ile bir tutulabilir. Bankacılar ve sanayiciler arasındaki karşıtlık tüm kriz dönemi boyunca görülebilir.

Bankalar üstüne tartışmalar, aslında hangi sektörlerdeki özel sermayenin bankalarda tutulacağı, hangi iş alanlarının kredi alabileceği, hangi sektörlere yatırım yapılacağı üstüne tartışmalardır. Bu tartışma, her düşüncenin işçilerin haklarının karşısında sermayenin gelişimini içermesi dolayısıyla işçi sınıfının ve halkın yararına olmaktan uzaktır. İşçiler kendilerini sermayenin ve AB’nin kendilerine vurduğu zincirlerden ve sermaye düzeninin kurtulması için geliştirilen her yoldan kurtarmalıdırlar. Bunun için yaklaşan seçimlerde kararlı bir şekilde KKE’yi destekleyerek ve güçlendirerek mücadeleye katkı sunabilirler.