İşbirlikleri ya da rekabetleri halka pahalıya patlayacak

Odysseass Roussos'un "İşbirlikleri ya da rekabetleri halka pahalıya patlayacak" başlıklı yazısı 16 Mart 2013 Cumartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Burjuva hükümetinin üç partisi Yunanistanda kutlama yaptı. Bu kutlamanın amacı, Yunan Başbakanı A. Samaras’ın Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret ve birçok farklı sektörden kuruluşlarla 25 farklı anlaşma imzalamalarının bir başarı olarak görülmesi. Ancak, 2010’da çok iyi anlaşıldığı üzere “Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi” adlı benzer toplantıda, birçok bakanlığın “ordusu” ve iki ülkenin işadamları huzurunda 22 anlaşma imzalanmıştı. Belki de bu anlaşmalar hava kuvvetlerinin Ege Denizi’nde karşı karşıya gelmesini sona erdirdi. Belki kapitalizmin krizinin şiddeti ve Yunan halkının iflası engellendi ya da Türkiye halklarının yaşam koşullarının kötüye gitmesinin önüne geçildi Tabii ki, hayır! İstanbul’da imzalanan bu anlaşmaları iki ülkenin hükümeti niye kutluyor öyleyse?

Yunanistan Komünist Partisi ve Türkiye Komünist Partisi, bu gelişme üzerine ortak açıklama yaptı. Bu iki ülkenin halkları hükümetlerin imzaladığı anlaşmalara ve Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyine “vitrinin” arkasından bakmalılar. İki şey aynı anda gelişiyor, bir yanda Yunan ve Türk patronları işçi sınıfı ve halkın geniş kesimlerini sömürürken, diğer tarafta da tekellerin market paylaşımı, Akdeniz’in doğusundaki kaynakların yağmalanması ve bu doğal kaynaklar üzerindeki ulaşım konusundaki sert rekabet. Yani kısaca, büyük uluslararası tekellerin ve ayrıca kapitalist ülkelerin ve emperyalist birliklerin içinde yer aldığı işbirliği ve rekabet.

Ortak açıklamada vurgulandığı gibi, “iki ülkenin işçileri hiçbir biçimde kapitalistler arasındaki mücadeleden ve işbirliğinden yarar sağlayamazlar. Hükümetin açıklamalarına sırtlarını dönmelidirler. Yaşadıkları yoksulluktan, işsizlikten, kapitalist sömürüden, Libya da yaşanmış olan, şuan Suriye de yaşanan savaşlardan ve iki ülke hükümetinin buralarda aktif bir şekilde rol almasından ve emperyalist müdahalelerden bir sonuç çıkarmalıdırlar.

İki komünist partinin sürekli olarak üzerinde durduğu dostluğun geliştirilmesi ve iki ülkenin işçi sınıfı ve halkları arasında enternasyonalist dayanışmanın emperyalizme ve onların araçları olan BM’ye ve NATO’ya karşı, milliyetçiliğe, askeri harcamalara ve emperyalist müdahalelere karşı yükseltilmesi gereklidir.

Bu ortak açıklama, Yunanistan’da etki yarattı çünkü iki komşu ülkenin komünistlerinin ortaklığı, hükümetin devrilmesi sürecinde ya da sosyalizmin kurulması sırasında önemli olup ortak açıklamanın sonunda vurgulansa da aynı zamanda güncel politik gelişmeler ve iki komşu ülke arasındaki ilişkiler üzerine söz söylerken de önem taşıyor. Bu konuda sadece egemen burjuva sınıfların söyleyecekleri var diyemeyiz. En son ve en vurucu söz, bu iki ülkenin işçi sınıfına ve halkın geniş kesimlerine aittir.