Gerçekliklerden 'kaçış' başarıya ulaşamayacak

Odysseas Roussos'un "Gerçekliklerden 'kaçış' başarıya ulaşamayacak" başlıklı yazısı 16 Şubat 2013 Cumartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Üç hükümet partisi, Yunanistanda kapitalizmin krizinin yükünü işçi sınıfının ve toplumun geniş kesimlerinin omzuna yükleyerek, halk düşmanı yaptırımlarla “ölüm sessizliği”nde. Metroda geniş katılımlı grev yapan işçilere karşı uygulanan yaptırımların aynısı, denizcilere de uygulanıyor. Yoksul çiftçilerin otoyolları işgal etmesini engellediler PAME üyelerini ve sınıf eksenli diğer sendika üyelerini mahkeme karşısına çıkardılar. Grev kararı almayı zorlaştıran ve neredeyse imkansız hale getiren yasa hakkında değişikliğini Çalışma Bakanlığı daha kapsamlı ve anlayışlı bir şekilde ele aldı. Bu hükümetin acil planlarını gözler önüne seriyor ancak burjuvazinin uzun ömürlü planları, işçilerin bütünüyle pasifize edilmesini hedefliyor bunu da gençlikten başlayarak yapıyorlar. Gençlik, daha güzel bir geleceğin hayalini kuruyor ve taleplerini gerçekleştirmek için mücadele ediyor.

Geçen hafta uyuşturucuyla ilgili yasa tasarısı Yunan Parlamentosu’nda tartışmaya sunuldu. Ve bu tam da gençliğin çalışma eğitim kültür spor haklarının yok edildiği bir dönemde meydana geldi, hükümet yine uyuşturucuyla ilgili yasa tasarısını Parlamento’ya getirdi ve ikiyüzlü bir şekilde “kullanıcılara daha merhametli tedavilerin” uygulanmasını konuşuyorlar.

Yasanın uygulamasında uyuşturucu bağımlılarını uyuşturucu kullanmaktan kurtaracak herhangi bütünlüklü bir çaba yok. Onlar sadece önlem-detoksifikasyon-sosyal entegrasyon servislerinin özelleştirilmesini teşvik ediyorlar. Bunun yanı sıra, metodonun temin edildiği üniteyi genişletmek sorunu devam ettiriyor ve sorunu yeniden ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda ilavesiz terapi programları azaltılıyor, önlem merkezlerini kapamanın eşiğine getiriyorlar ve işçileri sokağa atıyorlar. Bu sözüm ona hapishanedeki ve terapi programında olmayan kullanıcıları düşünerek yapıldığı iddia edilen uygulama, ikiyüzlüce bir bahane. Onlar sadece kapitalistlerin daha fazla kâr etmesini sağlayacak ancak kullanıcıları ve aileleri üzerinde baskı oluşturacak özelleştirme çabalarıyla ilgileniyorlar.

Onlar ki, kapitalistleri korumak adına gençliğin haklarını yağmalayan ve sayısız ödünler vermesini bekleyenler. Onlar ki, gençliğin ellerinden kitaplarını alan ve onları okullarında soğukta bırakan. Onlar ki, genç insanları bir parça ekmek için çalışmaya hatta işsizliğe zorlayan, insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düşüren, her militan mücadeleyi kriminalize eden, grevcilere karşı sivil mobilizasyonu kullanan, okullara savcıları gönderenler. Bütün bunları yapanlarla, uyuşturucunun yasallaşmasının önünü açarak işadamları servet elde etsin diye insanların acılarını ve ıstıraplarını metalaştıranlar aynı insanlar.
Bu politikaların uygulanmasıyla uyuşturucunun yaygınlaşması, gençliği işçi sınıfından ve geniş kitlelerden ve ailelerinden koparmak için çok uygun bir hamle. Çünkü uyuşturucunun bir diğer anlamı, gençliğin bilincini baskılamak demek. Onlar gençliğin uyuşmuş olmasını isterler, duyarsızlık ve atalet içerisine itmek isterler. Bu mahvolmuş ve sömüren sistemlerinde uyuşturucuyu yasallaştırarak gencecik insanlara uyuşturucuyla ve uyuşturucunun çürümüş kültürüyle “yaşamayı” öğreterek çıkmaza sürüklerler. Böylelikle gençlik kapitalizmden kurtulmak için mücadele etme yolunu seçmez.

Yunanistan Komünist Gençliği (KNE) bütün uyuşturucu maddelere karşı HAYIR diyen tek politik gençlik örgütü. KNE, uyuşturucu hakkındaki bu yasa taslağına karşı kategorik karşı duruşlarını ifade ettiler ve bu önleme ve detoksifikasyonun özelleştirme hamlesi olduğunu, uyuşturucunun yasallaştırılmasına yönelik bütün politikaların sorunların devamını getireceğini açıkladılar.

KNE’nin de altını çizdiği gibi: “sömürücü kapitalist sistemin kendi içerisinde yer alan ve sürekli olarak yeniden üretilen bu sosyal sonuçlar doğuran problemler gençliğin bilincinde ‘yasallaştırılamaz.’ Yani uyuşturucunun yasallaşmasını sağlayacak yaptırımları kabul etmek, uyuşturucunun üretimini ve satışını kabul etmek, uyuşturucu problemiyle anlaşmaya varmak demektir. Üreticiler ve satıcılar bu fikri ve ölümleri yayarak büyük kârlar elde edecekler. Bunun tek cevabı militan ve cüretkar bir karşı koyuş olabilir. Bu sistemin tam olarak korktuğu şey. İşçi sınıfının ve toplumun geniş kesimlerinin çocuklarının ihtiyacı olan şey de bu. Duyarsızlık ve uyuşturucu dünyasına bir kaçış değil!”