Katil başa, hırsız leşe!

‘Zalimler ve yağmacılar bir ülkeye egemen olabilir mi’ demeyin. Niye olmasın? Tarihte örneği saymakla bitmez!

Hırsızın bir ülkede en ünlü popstardan daha ünlü olduğunu düşünün ya da eli kanlı bir katilin ülkenin en güçlüsü! Ve de o despotun önünde devlet erkânının tapınırcasına el pençe dizildiğini! “Olur mu canım” demeyin! Niye olmasın? Tarihte yığınla örneği yok mu? Sözgelimi Hitler.

“Yalancı, sahtekâr, madrabaz, yağmacı, katliamcı, psikopat, dinci, kinci biri bir ülkenin en güçlü kişisi olur mu” demeyin! Olur! Örnek diye hangi birini sayayım, tarih onlarla dolu! Ferdinand Marcos, “Baby Doc” lakaplı Duvalier, Salazar, Franco, Mussolini...

Filipinler’de karı-koca kurdukları tiranlığı 20 yıl yöneten Marcoslar, ülkelerini soyup İsviçre bankalarına onlarca uçak dolusu altın, dolar taşımadılar mı? Onbinlerce insanı acımasızca öldürmediler mi? Bir ABD köpeği olan katil, hırsız Marcos, “dünya lideri” sıfatıyla ABD’den “üstün hizmet madalyası” almamış mıydı? Muhalifi Benigno Aquino’yu sokakta kurşunlatıp öldürten o değil miydi? Ya “Baby Doc”? 15 yıl boyunca Haiti’yi kan gölüne çeviren, uşağı olduğu ABD’nin yağmasına taşeronluk yapan, soygun servetini ABD ve Batı bankalarına yığan o değil miydi? Keza, 36 yıl boyunca Portekiz halkının bağrına sülük gibi yapışıp kan ve can emen Salazar, bir elinde kutsal kitap ve din sopası, bir elinde kanlı kılıcı, aklı fikri yağma ve hırsızlıkta İspanya’yı cehenneme çeviren Franco, İtalya canavarı Mussolini... En tepede ve “devlet” olan bunlar değil miydi?

General Noriega’yı unuttunuz mu? Augusto Pinoche’yi, Porfirio Diaz’ı, Barrientos’u, Batista’yı? Bunları unutmanız acılarınıza, yani kendinize ihanet etmeniz demektir! Bunları
unutmanız halk düşmanlığını, zalimliği, hırsızlığı bağışlamanız anlamındadır. Noriega’nın elindeki kan ve ABD’ye kaçırdığı servet sadece Panama halkının kanı ve Panama’nın serveti değil, insanlığın kanı ve servetiydi.Pinoche’nin emriyle öldürülmeden önce parmaklarıkırılıp kesilen Victor Jara’nın çığlığı dünyanın bütün halk şarkılarında çınlamadı mı? O kan kurur mu, unutulur mu, sızlaması diner mi? 35 yıl Meksika’yı kuduz salyasıyla ısıran ABD uşağı Diaz’ın halkın bağrındaki diş izleri nasıl unutulur? Che’nin gövdesini kurşunlarla delik deşik ettirdiği yetmez gibi, bileklerinden ellerini kestirip, helikopterinin iniş takımlarına bağlatan ve “zafer” uçuşları yapan ABD ve petrol tekellerinin sadık köpeği Bolivya’nın hırsız, katil Devlet Başkanı Barrientos unutulur mu?

Aman, sakın ha, “o dönemler geçti, tarihte kaldı” demeyin! Hesabı sorulmamış acı iyileşmez; emperyalizmin ve kapitalizmin kan bataklığı kurutulmadıkça, kan emici zalimler ürer de ürer; sermaye soyguna, hırsızlığa, katlima doymaz! Bakın, şeriatçı ve soykırımcı Ömer El Beşir orada; eline emperyalizmin verdiği kanlı bıçakla Ebu Bekir Bağdadi burada! Biri Sudan Cumhurbaşkanı. Katlettiği milyonla insanın kan gölünde yüzerek saray kurdu! Türkiye’de “üst düzey” ağırlansa da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nce hakkında Darfur Soykırımı nedeniyle tutuklama kararı var. “Bağdadi” lakaplı diğeri, gelmiş geçmiş bütün diktatörlerle kan içme yarışına girmiş! Farkı, ABD petrol tekellerinin sadık köpeği Barrientos Katolikti, bunlar şeriatçı! Bu despotların tümü, kendi bölgelerinde ABD ve Batılı “sahip”lerinin gölgesidir; o gölge ki kan, katliam ve yağmanın örtüsü!

***

Kızıl şahine bak sen! Nerede ne zaman Türkçeye girdiği bilinmez “azizliğe uğramak” sözünü zenginleştireceği hiç aklınıza gelir miydi? Genellikle magazin sayfalarında eteği açılmış starlar “rüzgârın azizliğine uğradı” diye haber olur! Ya da ‘star’ düşmüştür, “topuklu papucun azizliğine uğradı” diye yazılır! Maç kaybetmeyi “zeminin azizliği, yağmurun azizliği” diye açıklayan da var! Din takıntım yok ki “aziz, azize” takıntım olsun, ama ne yalan söyleyeyim ben bu “azizliğe uğrama”ya “sempati” duyarım! Daha doğrusu “uğrayan”a değil de “uğratan”a! Kesicinin elinden kurban kaçmış, üstelik “sahibini” boynuzlamış! Haberde “Keseceği boğanın azizliğine uğradı” diyor! Gel de o boğaya sempati duyma! “Kızıl şahinin azizliği” başlıklı haber daha neşeli: “Belediye Başkanı, yanındaki görevlinin elinde bulunan kızıl şahinin azizliğine uğradı!” Şahin uçmak için çırpınınca, çarptığı Belediye Başkanı yere serilmiş! Açıkçası, benim kalbim de “kızıl şahinin azizliği”nden yana çarptı!