CAN 2015'ten kalanlar: Favoriler, polis helikopteri, tuhaf açıklamalar

Afrika Kupası başlarken, Kupanın beklenmedik sonuçlara her zaman açık olduğunu ancak bu sonuçların çoğunlukla, aşağıdan gelen takımların kapasitelerini zorlayan performanslarından ziyade, favori takımların yıldız oyuncularının turnuvaya yeterince konsantre olamamasından kaynaklandığını not etmiştim.

CAN 2015, üç favoriden ikisinin finale yükselmesiyle birlikte, sürprizlerle anılan bir kupa olmayacak. Ekvator Ginesi'nde düzenlenen turnuva en çok, ev sahibi ekibin oyuncularının, özellikle çeyrek final ve yarı final maçlarındaki sportmenliğe aykırı davranışlarıyla, bu iki maçtan ilkindeki berbat hakem yönetimiyle ve nihayet, yarı final maçında polis helikopterlerinin sahanın üzerinde gezinmesi ve biber gazı kullanılmasıyla sonuçlanan olaylarla tarihteki yerini alacak.

Yarı final maçını izlemeyenler için kısaca özetleyecek olursak, maç boyunca devam eden yabancı madde yağmuru, takımları 3. golü bulduktan sonra Ganalı taraftarların olduğu bölüme yönelmeye başlayınca, Ganalı taraftarlar zemine indirildiler ve kendilerine, kalenin hemen arkasında bir sığınak yaratıldı. Görüntülerden anlaşıldığı kadarıyla polis, Ganalı taraftarları bu noktadan daha emniyetli bir yere götürmeyi düşünüyordu. Ancak Ganalı taraftarların her iki kanadı, tribünlerden gelen, çoğunluğu su şişesi, geri kalan kısmı ise, taş, cam parçaları hatta porselen tabak gibi daha egzantirik malzemelerden oluşan yabancı cisimlerle vuruluyordu. Maç yaklaşık 40 dakika durduktan ve tribünler polis marifetiyle boşaltıldıktan sonra hakem, duraklamalarla birlikte geriye kalan 12 dakikalık sürenin yalnızca 3 dakikasının oynatılmasını yeterli gördü. Bazıları yaralanan Ganalı taraftarlar, stadyumun dışındaki olaylar yatışana kadar bir süre daha mahsur kaldılar.

Bu kargaşadan sonra, Afrika Futbol Konfederasyonu (CAF) Başkanı Hayatou'nun olaydan duyduğu üzüntüyü belirtmesi ya da yaralanan taraftarlara geçmiş olsun dileklerini iletmesi beklenirdi. Ancak, yüksek mevkilerde sık görülen bir kayıtsızlıkla, olayların medya, özellikle de batı medyası tarafından abartıldığını söyledi. Hayatou'ya göre benzer bir olay Avrupa'da olduğunda sorumluların hatasından bahsedilirken, Afrika'da olunca hemen yolsuzluk ve yozlaşmadan söz açılıyordu. FIFA Başkanı Blatter ise, aynı zamanda potansiyel seçmeni olan Konfederasyon başkanlarıyla arayı iyi tutma olarak özetlenebilecek olan geleneksel stratejisini bozmayarak, Hayatou'yu destekledi. "Eskiden gazeteleri açtığımızda prenseslerin düğünlerini okuyorduk, artık şiddet ve ölüm haberlerini okuyoruz" derken ne söylemek istediği ise, yine anlaşılamadı.

Hayatou'nun Afrika'ya çifte standart uygulandığı iddiası tartışılabilir elbette. Ancak uzun yıllardır, bir kıta şampiyonasının bu kadar önemli bir maçında değil polis helikopterinin saha üzerinde 15-20 metreye kadar alçalmasını, saha ve seyir güvenliğini tehdit eden herhangi bir olayın yaşandığına tanıklık etmedik açıkçası. Öyle olsa bile, sorumlu ve deneyimli bir yöneticinin karşılaştığı bu krizi ciddiye alması ve hiç değilse sağa sola sataşmaması beklenmelidir. Hayatou, 27 yıldır bu görevi yürütüyor. Hakkında yapılan kısa bir araştırmayla, maruz kaldığı rüşvet suçlamalarından, televizyon yayın haklarının satımından aldığı komisyonlara kadar çeşitli iddialarla karşılaşmak mümkün. Bu durum, uluslararası futbol yönetiminde söz sahibi olan hemen her isim geçerli. Arama motorlarına FIFA yazıldığında, getirilen tamamlama önerileri arasında ilk sıralarda, "corruption" kelimesi yer alıyor !

CAN 2015, her zamanki gibi tuhaf bir turnuva oldu. Başlangıçtaki ev sahibi Fas'ın Ebola salgını yüzünden turnuvayı düzenlemekten vazgeçmesi, bu görevin 5-6 ay kala Ekvator Ginesi'ne verilmesi ve ev sahibinin apar topar hazırlanmaya çalışmasıyla başlayan tuhaflıklar zinciri, yarı final maçında zirveye ulaştı. Sahadaki futboldan akılda en çok, Fildişi Sahili'nden Yaya Toure'nin ne kadar büyük bir oyuncu olduğu kaldı. Oyun adına olumlu bir diğer olguysa, 3 favori Gana, Fildişi Sahili ve Cezayir'in turnuvaya, önceki yıllara nazaran daha çok konsantre olmuş olmasıydı. Bu üçlüden Fildişi Sahili ve Gana'nın bu akşam çıkacağı final maçı da, yarı finaldeki kötü tabloyu unutturabilir. Zaten futbolu biraz da, başka şeyleri unutturduğu için izlemiyor muyuz?

Sinan Odabaşı.