Oylama

TBMM’de büyük bir hevesle oylama yapılıyor, suç işledikleri iddia edilen milletvekillerinin dokunulmazlıklarının topluca kaldırılmasını sağlamak için, gerekli Anayasa maddelerini değiştirmek için. Göründüğü kadarı ile 330 rakamı kesin, yani referandum yolu açık; 367 rakamı çıkarsa ise iş tamam!

Biz burada birkaç saptama yapmak istiyoruz. Öncelikle bu tür oylamalardan yola çıkarak Türkiye’de sorunların çözülebileceğine inancımız çoktan kayboldu. Altını çizerek not etmekte yarar var; oylama sorunu çözmek için değil, sorunu dönüştürmek için yapılıyor.

Öte yandan oylanan konunun tarihsel önemi ortada. Çok sayıda hukukçunun defalarca vurguladığı üzere yürürlükteki mevzuat kendilerine suç isnad edilen milletvekillerini kovuşturma ve yargılanmalarını önlememekte, süreci yasal kurallara bağlamaktadır.

Peki, iktidar bu tasarıyı niçin Meclis Genel Kuruluna taşıdı? Çok uzatmaya gerek yok, iktidar parlamenter muhalefeti çok yönlü abluka altına almak istiyor, bu nedenle bu tasarıyı sahiplendi, önemsedi ve uyguluyor.

Toplumu çok yönlü tedirgin eden terörü gerekçe göstererek bu tasarıyı meclise taşıyan İktidar, tasarıya karşı çıkmanın adli kovuşturmaları engelleme yoluyla terör eylemlerini desteklemek anlamına geleceğini ileri sürerek muhalefete, özellikle de CHP üst yönetimine bir anlamda siyasi şantaj yaparak, CHP’yi TBMM anayasa komisyonunda tasarının lehine tutum almaya zorladığı anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu’nun “Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen bu tasarıyı destekleyeceğiz” tutumu İktidarın eline oynamak anlamına gelir.

CHP üst yönetiminde bulunanların, başta eski başkan olmak üzere, tartışmalarını, siyasal mülahazalarını İktidarın tanımladığı çerçeve içinde yapıyor olması, bunun dışına çıkamayışları yeni değil; bu oylamada bir kez daha yineleniyor.

Oylama sonucu ister referanduma işaret etsin, ister 367 ile sonuçlansın, sorun çözülmeyecek, sorun dönüştürülmüş olacak.

Yargının alabildiğine siyasallaştırıldığı ve barışçı eleştiri ve tepkiler de dâhil olmak üzere her türlü muhalefeti baskılamanın aracı durumuna getirilmek istendiği günümüz koşullarında İktidarının eline böyle bir imkânı vermek, başta parlamentodakiler olmak üzere tüm muhalefet odaklarını etkisizleştirmek anlamına gelir.

Tasarıyı TBMM Genel Kurulu'nda desteklemek, bundan sonra muhalefetin Anayasa Mahkemesi'ne yapacağı başvuruları tutarsız kılabilir. Bu çelişkili durumun izleri derin ve kalıcı olabilir.

Tasarının terörü önleyeceği külliyen yalandır. Tasarının kimi hedeflediği de ikincildir. Bu tasarı TBMM içinde muhalif olan herkesi sindirmek amacıyla kullanılacaktır; gerekçeye dahi gerek kalmayıp, öncül niteliği kazanabilir.

Kısaca, muhalefetini Meclis içinde yürütmek isteyen her milletvekilinin aklıselim olması zamanıdır.