Amerikan İti, Irak Atı, Van Koyunu MUSTAFA KEMAL ERDEMOL

Kimileri, devlet adamlarıyla ya da devlet eliyle ayrıcalıklı hale getirilmiş soylularla dalgasını geçmek istediği için yapmıştır derler ama, Roma İmparatoru Caligula'nın en sevdiği atını devletin en önemli görevine ataması düpedüz delilikti elbette. Adıgeçenin vahşetten başka bir şey bilmediğine, mizahtan da pek anlamadığına ilişkin çok daha güçlü kanıtlar vardır çünkü. Dolayısıyla, kendi otoritesini bir atla paylaşarak birilerine mesaj verme gibi incelikleri herhalde yoktur diye düşünüyorum. Kelle uçurmak varken, ders vermekle neden uğraşsın ayrıca.

İmparatorluğun da, hükmettiği toprakların da tek hakimi olan bir güç sahibinin iktidar şımarıklığının iyi örneklerindendir bu. O ata, yoldan geçerken selam duran nice önemli devlet görevlisi vardı Caligula döneminin Roma'sında, kimbilir? At ya da insan ne fark eder, sonuçta itaat edilmesi gereken bir otoriteydi Caligula'nın atı. Hem korkudan hem de İmparatorun gözüne girme çabasından atı severmiş gibi görünenlerin de sayısı da herhalde az değildi.

Roma dönemini geride bıraktık bırakmasına da, güç sahibine yaranma alışkanlığımız hala sürüyor, bana sorarsanız. Özal'ın, omuzunda gezdirdiği Cabbar adlı bir papağanı vardı, anımsar mısınız? Neredeyse "düşünür" ilan edilmediği kalmıştı hayvanın. Özal'a yakın olmayı ona ait olan her şeye yakın durmak olarak anlayan nice tuhaf şahsiyet, görüp görebilecekleri en soylu papağan muamelesi çekmişlerdi Cabbar'a.

ABD'de bu daha farklı oluyor haliyle. Ne de olsa demokrasisi çok gelişmiş bir ülke orası. Güç sahibinin hayvanına, sahibine yaranmak için değil, "sahibinden yararlanmak" için yanaşıyorlar. Fark bu. Köpek maması üreten dünyaca tanınmış bir şirket, Obama'nın kızlarına alacağını söylediği köpeğin bir yıllık bisküvi ihtiyacını karşılayacakmış. Başkan'ın kendisinin yanısıra aile bireyleriyle birlikte itine kadar bir PR malzemesi olması bir Amerikan gerçeği tabii ki.

İyi de, Obama seçildi diye, 44. Başkan olduğunu öğrenip tam 44 koyun kesen Van'lının derdi neydi? Başkan sayısını hesaplayabildiğine göre hesaptan anlayan biri olan bu zat, Türkiye'deki asgari ücretin 500 ytl olduğunu varsayarak hesap yapsaydı, 12 işçinin bir aylık parasını Obama için kestiği kurbana harcadığını da fark edebilecekti. Ya sayı saymasını bilmiyor ya da gerçekten dayak yememiş belli ki. Van'da hiç mi yetimhane, kimsesizler yurdu, yaşlılar bakımevi yok? Obama'yı müslüman sanıp şerefine koyun kesen Van'lı, şu adı geçen kurum sakinlerine yine inandığı dini aşkına et yedirmeyi akıl edememiş ama, Başkan'ın itine bir yıllık bisküviyi bedava veren o köpek maması şirketi kadar "fırsatçı" olmayı pekala becerivermiş. Globalizm sadece ekonomik bir kavram mıdır? Fırsatçılığın Globalizmi de böyle oluyor demek ki. Washington'daki adam ile Van'daki adamın PR anlayışı aynı. Yalan mı?

Mama şirketi işi bir yıllığına bağlamış. Ama Van'daki gerçekten tuhaf. İnsan tam 44 kez yalakalık yapabilir mi?

Hediye önerme meselesinde, Obama'nın seçilmesi ülkelerine ne yarar sağlayacak bilemesek de, Peru'lular da pek gayretkeşler. Başkan'ın, kızlarına almayı düşündüğü köpeği onlar hediye edeceklermiş. Ta İnka medeniyeti döneminde evcilleştirilmiş soylu bir itmiş bu. Keşke Perulular Amerikalıların diledikleri her an, dünyanın her tarafında kendilerine sadakatte kusur etmeyecek köpekler bulabileceklerini anlayabilseler kısa sürede.

At'ın, ihtişam ya da saltanat dönemleri Caligula döneminde kaldı. En azından Saddam'ın atları için geçerli bu. Diktatörün yüz atından 75'i kayıp, 25'i de yeni yönetimin gözetiminde bugün. Bir tür tutsaklar yani. Guantanamo'daki, neyle suçlandıklarını hala bilmeyen tutukluların sayısını bize unutturan medya, Saddam'ın atlarının sayısında en ufak bir hata yapmıyor.

Irak'ta ölen insan sayısı 1 milyona yaklaşmışken bunu konuşmak tuhaf gelebilir ama Irak atı için de Van'ın koyunu için de talihsiz bir dönemdeyiz.

Yine karlı çıkacak olanlar Amerikan köpekleri olacak.

Yine.