San Francisco’nun solan çiçekleri: Scott McKenzie

1967 yılında San Francisco’da bahar mevsimi, her yönden bahar mevsimiydi. Toplumsal dalgalanmaların ve gençlik ateşinin etkisinde kalmayan bir Allah’ın Hippisi yoktu. Ortamı iyi koklayan ve şıpın işi uydurulan “San Francisco” şarkısının en büyük şansı tüm kulaklara hitap edecek basit bir akora, herkesin kolaylıkla anlayabileceği ve üzerinde mutabık kalacağı bir çağrıya elçi olmasıydı.

Scott McKenzie’nin “Şayet San Francisco’ya gidiyorsan saçına çiçek takmayı unutma” diye başlayan üç dakikalık şarkısı sadece bu kentte değil, tüm dünyada bir hit haline gelmişti. Orta Avrupa’da da üzerinde politik dumanların tüttüğü gençlerin de özgürlük marşlarından birisiydi bu şarkı artık.

İki yaşında babasını kaybetmiş, hayata ilk adımlarını bir yetim olarak atmış sıradan bir Floridalı Scott, 1939 doğumlu. Ailesini geçindirmek mecburiyetinde olan anne, İkinci Dünya Savaşı’na girmiş ülkesinin sivil hizmetlerinde çalışmak için çocuğunu sırtlamış ve Washington’a taşınmıştı. Nereden bakarsanız bakın, yoksulluk ve acı içinde geçen yıllar…

Annesi Savunma Bakanı General George C. Marshall ofisinde bir savunma sekreter yardımcısı olunca, küçük Scott da bir gitar sahibi olmuştu.

Scott ellili yılların ortasında kendini şarkılara ve gitara verdi. Caz gitarcısı olmak için yaşı geçtiğinden, bu onun için sadece bir fantezi olarak kaldı. Hem sonra bu heves, yükselen rock’n roll karşısında pek de cazip değildi artık. Ayrıca insanın John Phillips gibi bir arkadaşı varsa, işler hepten değişik görünüyordu.

Şimdi gelsin New York yolculukları, gitsin (Journeymen gibi) topluluk denemeleri Scott artık şarkı satmaya, albüm kayıtlarına girmeye bile başlamıştı.

Bir hayranının dediğine bakılacak olursa, Scott o zamanlar “sarı saçları, iricene boncuk gözleri ile oldukça dikkat çekici ve ayıptır söylemesi i.nemsi bir tip” imiş. Birlikte çaldığı arkadaşları onu bir Village People imajına yenilmemek için saçlarını kestirmeye zorlamış. Nitekim bunda başarılı olmuşlar, lakin bu iş birlikteliğin sonlanmasıyla noktalanmış. Scott’ın kesilen saçlarından geriye bir Türk bıyığı kalmış, bu imaj da yıllar sonra “San Francisco”nun Ersen ve Dadaşlar albümlerini aratmayan kapağında sonsuza dek belgelenmişti.

Sonra Beatles geliyor ve her şey değişiyor. Bir de arkadaşı John, Mamas and the Papas topluluğuna katılmıştı. Derken altmışlı yıllar sosyal çalkantılar, ırkçılık karşıtı başkaldırılar ve politik ayaklanmalarla takvim yapraklarını tüketmeye başlayınca, Scott için işte o an gelip çatmıştı. Olağanüstü şarkısını, San Francisco’yu söyledi genelde yaşlı şarkıcıların zirvede oturduğu bir çağda, onlara göre çok genç bir yaşta popüler bir şarkıcı oldu.

Altmışlı yıllar sona erdikten, müzik dünyası politik başkaldırının yerine maço tavırlı gitar fetişizmini yerleştirdikten sonra, tası tarağı topladı Scott Palm Springs yakınlarındaki bir Kaliforniya çöl kasabasına taşındı. Kesintisiz 10 yıl yaşadığı Virginia Beach’e gitti.

Scott sadece 20 dakika içinde John Philips tarafından yazılan San Francisco şarkısını ilk kez 1967 Monterey Pop Festivalinde, kafaları ot ve alkolden binbeşyüz olmuş azgın bir çiçek çocukları önünde söylüyor. Özel yetenekleri bir yana Scott, mükemmel bir one-hit wonder örnek olmuştu bu şarkı sayesinde.

1984 yılında bir New York konseri, arada bir ufak tefek Mamas and the Papas ya da The Beach Boys mesaisi gibi işleri saymazsak, Scott’ın sessizliğe gömüldüğü ya da karabatak gibi yaşadığı yıllardı bu süreç.

İki yıldan beri sinir sistemi bozukluğu nedeniyle hastanede tedavi gören Amerikalı şarkıcı Scott McKenzie, 73 yaşında yaşama veda etti, bu hafta başı.

[email protected]