Savaştan Korku-yorum..

Elbette ki savaştan korkuyoruz. Biz korkmayalım da kim korksun. Başkalarının bedenlerini kendilerine siper edinenler, bir savaşla bin ayıplarını örtenler korkmaz belki savaştan. 1000 odalı sarayların elbet nükleer korumalı sığınakları bile vardır. Geçen onu düşündüm, savaş çıksa bizim apartmanda nereye sığınırız çocuklarla diye.

Memleketi iki haftada ne hale getirdiler. Savaş çıkartmak ne kadar da kolaymış onlar için. Hakan Fidan demişti de inanmamıştık. Bombalar patlasın, jetler havalansın, silahlar birer ikişer insanları vursun, her yerde ihbarlar, yasaklamalar; al sana savaş atmosferi. Ondan sonra her katliam için bir gerekçe bulunur. 

Buralar onyıllardır savaş atmosferini yaşıyor zaten. İki yıldır sular durulmuştu biraz ama eller tetikteydi hala. Şimdilerde tetiği biraz daha kavrıyor parmaklar. Halk savaş istemiyor ama kendisini de savaş koşullarına hazırlıyor. Doksanlı yıllarda insanların sadece temel ihtiyaçları için para harcadığını anlatmıştı bir arkadaş, tam anlamıyla bir savaş ekonomisi sürüyormuş. Her şey paraya çevrilmeye çalışılıyor ama üretim yapılamadığı ve üretilen şeyler satılamadığı için insanlar gittikçe fakirleşiyormuş. Şimdilerde de insanların kredi çekip yastık altına koyduğunu söylüyordu biri, ne olur ne olmaz savaş çıkarsa elimizde para bulunsun diye. İlçelere yapılacak ziyaretler erteleniyor, şehir merkezine pek inilmemeye gayret ediliyor. Askerin gece vakti, özellikle kırsalda, karakollara çekildiği, ambulanslara bile koruma vermediği söyleniyor. Ambulanslar sıklıkla gerilla ile karşılaşıyor deniyor. Bir hayalet dolaşıyor yani bölgemizde, maalesef savaşın hayaleti. 

Batı’da da işlerin farklı olmadığını düşünüyorum. Hem Batıdaki insanı “ikna etmeden” savaşı nasıl meşrulaştıracaklar? Buralarda bir kıvılcım yetiyor çatışmak için, oralarda yangın çıkarmaları gerekiyor. İşte tüm bunlar doğal olarak insanı korkutuyor. 

Mesele korkmak değil, korkumuzla ne yapacağımıza karar vermekte. Korkmak ayıp değil, korktuğunla mücadele etmemek ayıp. Korkumuzu örgütlememiz gerekiyor ama, korkanlar olarak bir araya gelmemiz gerekiyor. Korkularımızı birleştirmeye ve egemenlerin savaş çıkarma cüretini iki paralık edecek çıkışlar yapmaya ihtiyacımız var. Korkularımızın bizi yalnızlaştırmasına, evimize, sığınaklara kapatmasına izin vermeden, saklamadan etmeden, utanmadan sıkılmadan orta yerde toplamalıyız.

Korkumuz bizim yol göstericimiz. Bizi korkutmaya çalışanlar bizim düşmanlarımızdır, korkutulmaya çalışılanlar ve korkanlar da olası mücadele arkadaşlarımız. Yaşasın korkanların birliği!...