Bir gün mutlaka...

Merhaba,

Gördünüz mü, gördünüz mü diye soruyordunuz dün…

Yolları gördünüz mü?
Hastaneleri gördünüz mü?
Stadyumları gördünüz mü?
Okulları gördünüz mü?

Gördük, gördük...

Dahası,

Haydarpaşa Garı’nı kullanım dışı bırakmak için bütün güzergâhını değiştirtip ranta kurban ettiğiniz delik deşik Marmaray’ı…

Süleymaniye Camii’nin o güzelim siluetinin canına okuyan tüm dünyayı bağırta bağırta inşa ettirdiğiniz taklitlerinin en kötüsü, boynuzlu Haliç köprüsünü…

Bir zamanlar İstanbul’a yapılacak en büyük ihanettir dediğiniz ama bugün cari açığını kapatmak adına baş üstüne çıkardığınız İstanbul’un akciğerlerini katletmekle meşgul olan katil Üçüncü Köprüyü…

Ataşehir’de Habitat ödüllü yerleşmelerin yeşil alanlarını, dünyanın en vahşi inşaat şirketi haline getirdiğiniz TOKİ eliyle ona buna peşkeş çekerek dikilen gökdelenlerin yamacında yok ettiklerinizin zekatı niyetine inşa ettiğiniz camiyi…

Hiçbir yol standardına uymadan insanları içine kasalar dolusu hamsi balığı gibi tıkıştırdığınız metrobüsü… (Ki yine de bu konuda bir Allah razı olsunu hak ediyorsunuz…)

Hepimize ait olan arsasına gökdelenler dikmek için yıktığınız Ali Sami Yen Stadyumu’yla takas ederek İstanbul’un en önemli ekolojik bacası olan Seyrantepe’ye yandaş müteahhitlere ikram edilen gökdelenler ve yerine AVM dikilecek Şişli Etfal Hastanesi ile birlikte sıkıştırdığınız stadyumu…

Dünya mirası Haliç’in kıyısında tarihi Sütlüce Mezbahasını yıkarak dünyanın parasını harcayıp ikinci sınıf düğün salonuna ve mimarlık mezbahasına çevirdiğiniz Sütlüce Haliç Kongre Merkezi’ni…

Dünyanın en güzel vadisini yok ederek Karaköy-Beşiktaş trafiğini çekilmez hale getiren usulüz ve hukuksuz tünellerinizi…

Ve de utanmadan sıkılmadan hepimizle birlikte duman ettiğiniz Taksim Meydanı’nı gösterdiniz…

Ve ardından eklediniz.

“Burada gösteremediklerimiz de var…”

Bak işte bunda haklısınız…

Dünyanın en güzel siluetine diktirdiğiniz yıkım kararlı hukuksuzluk abidelerini,

Yerine rant kuleleri inşa etmek için acımadan yıktığınız ya da bir sermayedara peşkeş çekene kadar içini boşaltarak çürümeye terk ettiğiniz endüstri varlıklarımız

Bomonti Bira Fabrikasını,
Tekel Likör Fabrikasını
Tekel Cevizli Fabrikasını,
Sümerbank Deri Fabrikasını,
Paşabahçe Şişe Cam Fabrikasını,

Boynuzlu köprünüzü inşa etmek için çatlamasına neden olduğunuz dünyanın en eski, şimdilerde niteliksiz, yerleşmelerine bir yenisini eklemek için plansız programsız mezada çıkardığınız Haliç Tersanelerini,

Satışa çıkardığınız Çamlıca Kız Lisesi’ni, Kandilli Kız Lisesi’ni, Etiler Lisesi’ni, Etiler Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’ni, İlhami Örnekal İlköğretim Okulun’u, Fenerbahçe Lisesi’ni, Maçka Teknik Okulu’nu ve daha nicelerini,

Bu arada sabahın köründe mahallesinde okul bulamadığı için servislerde telef olan minnacık bebeleri…

Memleketin her köşesinde dağ başlarına tarım alanlarına, dere yataklarına inşa ettiğiniz, her yağmurda sular altında kalan plancılık-mimarlık-kimlik yoksunu TOKİ konutlarınızda yaşayanların dertlerini,

Her deprem sonrasını milat ilan ederek insanların acılarından rant devşirmeyi adet edindiğiniz için bugün hâlâ çadırlarda üşüyen Van’daki depremzede çocukları…

Tarihe, kültüre insanlığa inat deprem bahanesi ile yerle bir ettiğiniz Sulukule, Tarlabaşı, Balat Tokludede’de yaşayanların bugün nerede olduklarını ve yerine inşa ettiğiniz sefil yerleşmelerinin bugünkü sahiplerinin kim olduklarını…

Bin türlü yolsuzlukla inşa ettiğiniz, tarihe ve geleceğe yalan söyleyen tarihi eser taklidi binalarınızı, Emek Sineması’nı, Majik Sineması’nı gösteremediniz.

Ama haklısınız, ben de gösteremiyorum. Çünkü bu yaptıklarınızı gösterebilmek için bu köşenin sınırları ve dediğiniz gibi zaman yetmez…

Bir dakika, unuttum hakkınızı yemeyeyim...

Temiz hava yerine kimyasal gaz solunan ve içine 20 kişiden fazla insan sığmayan duruşma salonları olan devasa Adalet Saraylarınızı da gösterdiniz.

Ancak bu sarayların içinde tecelli etmesi gereken evrensel adaleti, hukuku ve insan haklarına saygıyı gösteremediniz…

Emeğe, tarihe, kültüre, barışa, insana, doğaya saygı gösteremediniz…

Gösteremezsiniz…

İşte biz bunu da gördük…

Sonucunu da bugün olmazsa yarın…

Ama mutlaka…

Tüm dünyaya göstereceğiz.

Saygılarımla…