Sol tek seçenektir

Tüm yurtta büyükşehir, kent ve belde, belediye başkanları ile belediye meclis üyeleri, muhtar ve ihtiyar üyeleri olmak üzere binlerce yerel yöneticinin seçileceği, 53 milyondan fazla kişinin oy kullanacağı yerel seçimlere 2 aydan az bir zaman kaldı. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ise, bu seçimi, eski seçimlerin hepsinden önemli kılmaktadır. 4 ten fazla bakanı hakkında fezleke varken, başbakan ve 3 bakanın çocuğuna yüz kızartıcı suçlardan suçüstü yapılmışken, daha da birçok, hem de görüntülü rezilliğe rağmen AKP hükümeti işgale devam etmektedir. Başta yargı ve emniyet olmak üzere devlet teşkilatı darmadağın edilmiştir. Yargı bağımsızlığı tamamen rafa kaldırılmıştır. Yurtdışı kuruluşlarca da teyit edildiği gibi, ülkemizde artık demokrasinin zerresi kalmamıştır. Hele de, demokrasiyi ve meşruiyetini tamamen oy çoğunluğuna bağlayan AKP nin bu seçimi bir ölüm kalım savaşına döndürdüğü de açıkça ortadadır.
Bu seçime girilirken belki de en önemli olay küresel sermaye çevrelerinin toz kondurmadığı, diğer ülkelere örnek gösterdiği AKP ekonomisinin çökmüş olmasıdır. Bu çöküşü, Gezi veya yolsuzluk olaylarına bağlamak ise son derece yanlış olup, aylarca önce yazdığım ve yazıldığı gibi, doğrudan izlenen ekonomi politikasıyla ilgilidir. Tüm kurumlarıyla çöken devlete karşı oluşan güvensizliğin AKP tarafından giderilmesi, döviz kuru ve fiyat artışlarının engellenmesi pek mümkün görülmemektedir. Üzülerek söylemek gerekirse, hızla 2001 krizinin daha da kötüsüne doğru yol alan ülkemizde, özellikle, daha da artacağını beklediğimiz enflasyonun, halkımıza fazlasıyla kötü günler yasatacağı açıkça görülmektedir.
AKP yi asıl zora sokan ise bizlerin de beklemediği, büyük Haziran Direnişidir. Sıfır muhalefete alışmış AKP, bir anda yiğitçe direnmeye başlayan insanlarımızı karşısında görünce, ne yapacağını şaşırmış ve tüm demokrasi dışı baskılarına, uygulamalarına, cinayetlerine rağmen direniş büyüyerek devam ederken bir de, suç ortağı cemaatin ihaneti ve iğrenç yolsuzlukların ortaya çıkmasıyla, iç, dış politika ve ekonomide tamamen dağılmış ve kontrolü kaybetmiştir. Şimdilik tek politikaları, her gün biraz daha hukuk dışına çıkarken, tüm rezilliklere rağmen, hala halkın karşısına çıkabilen RTE’nin, sıklıkla yaptığı, yeni, yeni hayali düşmanlar yaratan, halkı daha da bölücü ve kavgacı konuşmalardır.
İşte bu ortamda, yerel seçimlere yaklaşırken, muhalefeti, daha da gericilesmek ve RTE ye cevap vermek olarak algılayan CHP, açıktan ABD deye yanaşıp, cemaatle flört etmekte, BDP-HDP ise AKP’den medet ummaktadırlar. Tam da bu ortamda, 1 MHP’linin vurulması, teröristlerin olası bomba eylemleri hakkında ki haberler, Şişli belediyesinin kurşunlanması ise hiç istemediğimiz şekilde, belki de son çare olarak 12 Eylül öncesi kışkırtma ortamının yeniden yaratılma tehlikesini de gündeme getirmiştir. Solcuyum, ilericiyim yurtseverim diyen herkesin, kışkırtma lara dikkat etmesi karşı çıkması ve mücadele etmesi ise gerçekten de çok önemlidir.
İnsanlarımızı bir arada tutan tüm değer yargıları devletle beraber çökerken, ekonomisiyle, demokrasisiyle krize girmiş olan ülkemizde, hiç beklenmedik bir anda, SOL TEK SEÇENEK HALİNE GELMİŞTİR... 30 seneyi aşkın zamandır, sosyalist sistemin yıkılması,1980 öncesi kendisine mal edilen terör ve sol diye lanse edilen CHP nin yanlışlarını bir kambur gibi taşımak zorunda kalan, büyük ölçüde içine kapanmış ve bin delerle ifade edilen oy oranlarını geçemeyen, kitlesellikten uzak SOL’un da pek beklemediği bu duruma hazır olmaması ise acı da olsa açık bir gerçek olarak karşımıza çıkmıştır.
Bir anda, SOL adına önemli bir fırsatın oluştuğu dönemde, en olumlu hareket, geciken zamanlaması nedeniyle seçime girememesine rağmen SOL CEPHE’NİN KURULMASIDIR...Eskişehir ve birkaç yer dışında, kent ve beldelerimizin çok kotu yönetildiği ise, acı bir gerçektir. Ayni zamanda bir fırsat olan bu durumda, Sol partilerin, İlgili meslek odaları ve STK larıyla, elden geldiğince bütünleşerek hazırlanacak yerel çözüm programları ve halkçı, dürüst adaylarla seçime girmesi bir görevdir. Ancak sol partilerde, secime. Çeyrek kala yeterli bir hareketlilik görülmemesi ise uzucudur.
Bu bağlamda, Ankara’daki güç birliği ve kent sorunları yönünden donanımlı bir adayın seçilmesi en olumlu adımdır. İstanbul da, solun sevilen ve güçlü ismi, Aydemir Güler2in gösterilmesi ve Hatay Defne’deki adayımız da son derece de sevindiricidir. Tabii ki gönlümüzün istediği özellikle de, halktan tamamen kopan CHP’nin sağcı adayları ve halkın seçeneksiz kalması karşısında, ülkenin her yerinde bu tür adaylarla güçlü bir katılımdır.
Örneğin, ülkenin en kötü yönetilen kentlerinden, havası, suyu, denizi kirli, trafiğin yürümediği, toplu ulaşımın bir rezalet olduğu, yeşilin yok edildiği, halkın yerel yönetimlerin kapısından giremediği, aydınlık kent İzmir’de hala bir aday gösterilmemiş olması endişe vericidir. Üstelik bu kentte aday gösterilmeyeceği yönündeki söylentiler, gerçekten üzücü ve sonradan cevabi da olmayan birçok soruyu da beraberinde getirecek bir durumdur... Olumlu bir adım olarak Sol Cephe Kent Çalışma grubunun kurulduğu bu kentte, bir an önce, Ankara’dakine benzer biçimde bir aday çıkarılmasında büyük yarar bulunmaktadır.
Yazımın yayımlandığı bu gün seçime 2 aydan az kalmış olacaktır. Beklenmedik zamanda da olsa, SOL adına hepimizin umutla beklediği fırsat ortaya çıkmış bulunmaktadır. SOL partiler için bir sınav niteliğini de taşıyan bu seçim sonucu, öyle gözükmektedir ki, ülkemiz için olduğu gibi sol parti ve örgütler içinde hayati önem taşımaktadır...