Zengin ve yoksul ve Soros

Önceki gün bu “sayfalarda” dünyada artan yoksulluk ve gelir adaletsizliği ile ilgili bir haber röportajı yayımlandı. Rus iktisatçı Valentin Katasonov’la bir Rus haber portalının yapmış olduğu söyleşiye dayanıyordu haber.

Katasonov, dünya üzerinde 2208 dolar milyarderi olduğunu ve bunların servetinin her gün 2,5 milyar dolar arttığını hatırlatıyor!

2000 tane çok zengin adam var. Ve her gün bunların zenginliğine 2,5 milyar dolar daha ekleniyor.

Ve geçen yıl, dünya nüfusunun en yoksullarının gelirleri yüzde 11 azalmış.

Tam bu sıralarda Davos’a katılan milyarderlerin servetindeki artışın haberleri de geliyordu.

Dell, Bill (Microsoft) Gates, Zuckerberg, (Medyatör) Murdoch gibi isimler 10 yılda gerçekten “yükü tutmuştu”.

Zuckerberg servetini 19 katına çıkarmıştı. Küçük bir para için bile yüksek olabilecek bu oran, büyük para da... Pii.

Ya da Bill Gates, 95 milyar doları olmuş!

Serveti erimiş görünen bir tek Soros vardı! soL portal’da Davos’u yorumlayan Sündal’ın kaçırmadığı bir detay gösteriyor ki aslında Soros’un da servetinin eridiği filan yok. Ki bu yazıyı asıl bu konuya bağlayacağım.

Şimdi, sayıları, istatistikleri filan boşverin.

Sayılar üzerine düşünmeye fırsatı olmayan, vardiya sonuna kalan dakikaları sayarak yaşayan sıradan emekçilerin “basit” akıl yürütme yöntemiyle düşünelim.

Bir sürü milyarder var.

Bunlar afedersiniz çok gibi para kazanıyor, servetlerini büyütüyorlar.

Buradaki haksızlık ne kadar olabilir ki?

Yani, bir milyarderi bir tarafa, yoksul bir işçi ailesini öbür tarafa koyduğunuzda... Milyarder bütün o zenginliğini fazladan ne yapabilir ki?

Piyangodan 10 milyon çıkan bir garibanın, birkaç yılda bu parayı “ezip” sonunda sokaklarda yatmaya başladığı çok örnek var, biliyoruz. Fakat birincisi, bunun bir nedeni “paraya alışık” olmayan piyango milyonerimizin çevresine doluşan üçkağıtçılar. Bir milyarder herhalde parasını o kadar kolay ezdirmiyordur, üçkağıtçılara. İkincisi, sonuçta 10 milyoncuktan söz ediyoruz. Yani bir gariban 10 milyoncuğu 4 yılda “eziyorsa” babadan zengin, zenginliğe alışmış bir milyarderin mesela milyarlarından birini ezmesi... Bir ömür sürmüyorsa, ihtiyarlığa kadar sürüyordur.

Gerçi lüksün, ihtişamın sınırlarını zorlayan namussuz bir dünyada yaşıyoruz.

Yani “çok gelen paramı ne yapacağımı bilemediğim için altın klozetimdeki taharet musluğunu altın tozu deposuna bağladım afedersiniz” diyen birini kızılcık sopasıyla kovalamak için komünist olmak gerekmeyen yılları geride bıraktık.

Yine de, çok zenginliğin, yoksullar açlıkla boğuşurken firavunların hayal edemeyeceği zevklere dalmakla bile tüketilmesi kolay değil.

Şuraya geliyorum ki, bu inanılmaz adaletsizlik tablosu gerçek insanların gerçek yaşam koşullarında gözlenen farklılıklarla ifade edilemiyor. Yani yaşamda yoksulluk limitsiz, ölüme yakınsıyor ki bu eksi sonsuz demek ama zenginliğin limiti var. Harca harca bitmiyor.

Ne oluyor peki?

Orada Soros’un servetindeki azalmaya bakabiliriz bir simge olarak.

Soros, tüm milyarderlerin servetlerine servet kattıkları dönemde “fakirleşmiş”. (Canım ya!)

18 milyar dolar olan serveti 7 milyara düşmüş.

Aslında aynı dönemde Soros servetinin yine yaklaşık 18 milyar dolarlık bölümünü Açık Toplum derneklerine kaydırmış. Pardon. “Bağışlamış!”

Yani Soros da aslında servetini büyütmüş.

Ama bir güzellik yapmış, yüklüce bir kısmını demokrasiyi ve düşünce özgürlüğünü geliştirmek (!) amacıyla vakfetmiş.

Bunun konumuzla ilgili tarafı şu ki, bu vakfedilmiş paranın en somut kullanım alanlarından birisi örneğin Ukrayna’da açık savaş kışkırtıcısı faşistlere kapıyı aralayanların desteklenmesi. Soros’un Rosa Luxemburg Vakfı (Bizim Rosa’nın katilleri onun adıyla Alman Emperyalizmi için lobicilik yapıyor biliyorsunuz) ile ortak finanse ettiği Sosyal Çalışma Araştırmaları Merkezi mesela. Liberal dediğimize bakmayın, bugün Nazi işbirlikçilerinin heykellerini diken ırkçı sağcıların sağdıçlarından söz ediyoruz.

Yine Soros’un vakfettiği paraların Türkiye’yi modern bir şer’i akıncı devlete dönüştürme yolunda akıtıldığını bilmeyen yok.

Söylediğim gibi: Soros bir simge. “Zenginler ligi” tablosunda çarpıcı bir sayı olduğu için (tek azalan sayıydı!) dikkatinizi çekmek istedim. Yoksa konumuz açısından “çok milyarderler” listesinde olan ve olmayan bazı isimlerin Soros’un çok ötesine geçtiklerini söylemeliyim.

Diyeceğim şu: Zenginlerin çok zengin olmasına göz yummak çok zararlı. Çünkü onlar çok zengin olduklarında hayal gücümüzü zorlayan fantezilerle tadını çıkarmıyorlar bu zenginliğin. Gerçekten, mesela elmas taslarda içtikleri altın tozuna işkembe çorbalarını mideye indirmeleri, çok aptalca ve çirkin görünse de, dert olmazdı.

Fazla zenginlikleriyle iç savaşlar çıkartıyorlar, tanklar, roketler yapıyorlar, birbirlerinin üzerine sürüyorlar.

Fazla zenginlikleriyle, faşist darbe tezgahtarlarına silah hediye etmiyorlar (çünkü zaten silahlar ulusal bütçelerle satın alınıyor!) fakat kavruk faşistleri ve zengin liberalleri ruh çağırır gibi darbe çağırsınlar diye ortalığa döküyorlar.

Onların fazla malı yoksulların gözünü ziyadesiyle çıkarıyor.

Bir şey değil, kalanıyla da “Stalin şu kadar adam kesti, Sovyet bürokratları Karadeniz kıyısında lüks vilyalarda kalıp denize giriyorlardı” filan gibi zırvaları kitap diye basıp yoksulların üzerine boca ediyorlar.