Yalova Kaymakamı

Geçici hükümeti kuruyor.

Herkese nasip olmaz. 46 gün arayla ikinci kez “hükümeti kur” denildi ona.

Gerçi ilkinde pek öyle denilmiş gibi değildi. Yani Cumhurbaşkanı yetkiyi vermişti ama sanki o kadar da vermemişti.

Yine de o çok istekliydi. Kurmak istiyordu, hani neredeyse kurdu kuracaktı.

Olmadı.

Şimdi kuracak. Zaten başka yolu yok. Seçime gidiyoruz. Bir geçici hükümet şart.

Gerçi, o da pek belli olmaz ama…

Bir türlü kurulamayan (!) hükümeti gerekçe gösterip demokrasiyi rayına oturtmak isteyenler de çıkabilir pekala. Elleri değmişken seçimleri de yaptırsalar mesela?

Sonuçta geçici hükümeti kuruyor.

Bu hükümet seçim yapacak. Sözümüz kastını aşmasın, yani hükümet ülkede seçimler yapılırken hükümette olacak.

Seçimlere oylarını artıracakları inancıyla gidiyorlar. O, partisi ve kutsal ruh bir seçimde olmayanı ikinci seçimde oldurmak için uğraşacaklar.

Bir seçimde olmayan ikincisinde olabilir tabii ama tam düşünüldüğü gibi değil. Tersine daha kötü bir sonuç almak için de neden var.

Böyle şeyleri düşünmesine gerek var mı? Yok.

Sonuçta olduramadıkları bir sürü şey var.

Yeni Osmanlı’nın başveziri olacağım derken padişahın şamar oğlanı olması mesela…

Allah-ü teala, oldurmayınca oldurmuyor işte.

Bakanlıklar için teklifler veriyor.

Ülke tarihinin en geçici görevi için “breyk breyk” kabinesine arkadaş arıyor.

Buluyor da!

O ne yaptığını bilmiyor.

Ona yaptığını yaptıran, zaten hepten kayıp. Onun ne yaptığını, nasıl ve niye yaptığını kimse bilmiyor.

Bu tablo içinde “bakanlık tekliflerini karşılıksız bırakmayanların” ne yaptığını, niye yaptığını bilen var mı? Yok! Onu da kimse bilmiyor.

Tüm bu tablo içinde ne yaptığını değil sadece, kime ne yaptırdığını bilen tek bir güç var.

Ali’nin takkesini Veli’ye giydiriyor. Onu onunla korkutup, şunu bundan koparıyor.

21. yüzyılın başat emperyalist gücü tabii, hiç değilse o bazı şeyleri biliyor.

Yani tabii… Olduğu kadar. O da, ne yaptığını biliyor da… Nereye gittiğini bilmiyor sanki.

Bir de balık var. Balık hiç düşünmüyor. Çünkü balık her şeyi biliyor.

Kaymakam hop çekiyor oltayı.

Balık geliyor.

Balığın ağzındaki zokayı çıkartıyor, tekrar denize atıyor.

Bu böyle gidiyor, böyle gidecek gibi görünüyor ama…

Bir sorun var: Su ısınıyor.

Hepsinin suyu ısınıyor. Yavaş yavaş…

Bilen biliyor, bilmeyenlere anlatıyor.

* * *

Böyle çok “Ezop işi” oldu değil mi?

Özetle artık her hükümet geçici. Baki olan düzenin derinliklerinden gelen çatırdama sesleri.

Geçici olana dikkat kesilenin geçip gitmesi kaçınılmaz. Düzenin çatırdamasını dinleyenlerse yolunda yürüyor.