Türkiye bir din devleti olmasın diyorsak imam hatipler kapatılmalıdır!

Cihatçılara yollanan silah dolu tırların, devlet kademelerine yerleşen İslam militanlarının ve Diyanet bütçesine ayrılan liraların miktarı ile imam hatip sayısı arasında kesin bir orantı vardır!

İmam hatip meselesinde yürütülen sistemli karartmaya artık dur demek gerek. Bu ülkede din okullarında, birer İslam misyoneri olarak yetiştirilenlerin, devletin tüm kurumlarında yaygın ve hakim hale getirilmeleri isteniyor. İmam hatip meselesinin geldiği nokta budur. Bir milyon öğrenci (tam rakamla 1.054.000) imam hatip ortaokulları ve liselerinde okuyor şu anda.

Normal devlet okullarına sağlanmayan olanaklar, elbette seçerek, bu okullara sağlandı. Ücretsiz yemek, ücretsiz servis! Aydınlanma Hareketi'nin yayınına göre, 1990'lar boyunca mesleki öğretimde ortalama her 15 öğrenciden birisi pansiyon olanağından yararlanırken, bu olanak imam hatiplerde her iki öğrenciden birisine sağlandı. İlköğretimde bu oran 59 öğrencide birdi!

İmam hatip okullarına doldurulan bir milyon öğrenci, dinci öğretmenler tarafından eğitiliyor. Adı üzerinde imam okulu bunlar! Ve bu öğrencilerin camii imamı olması, Diyanet'te memuriyet yapması değil, kaymakam, savcı, hakim, müfettiş, bankacı, mühendis, hekim (ve elbette başhekim!) olmaları, olabilmeleri için her şey yapılıyor. İmam hatiplerin varlığı, “gönlünce dinsel eğitim alan çocuklara” değil, devletin neredeyse tüm kademelerine yerleştirilecek “imamlara” işaret ediyor.

'Laik' bir devlette, devletin tüm olanakları 9 yaşında bir din öğretmeni tarafından teslim alınan milyonlarca çocuğun 15 yaşında “imam donanımlı” olarak okuldan çıkması için seferber ediliyor.

Vakıfları ve gemileri ile hırsız olarak damgalanmış Bilal Erdoğan, 2014 yılında yapılan bir “çete” toplantısında, “bütün okulların birer imam hatip okuluna çevrilmesi” hedefini paylaşmıştı.

Birkaç koldan din devleti için saldırıyorlar.

Devlet kademelerinde yürütülmesi gereken her türlü görevi “imam okulu” okumuş olanların yerine getirebilmesi için imam hatiplerin önü açılıyor. İmam okulunu bitirip imam olmak bir seçenek olmaktan çıkıyor, okulu bitirene “yürü ya kulum” deniyor. Böylece devlet aygıtı tüm kademelerinde şeriat savaşçıları ile doldurulabiliyor.

İkinci saldırı ise kitlelere dönük. Tüm çocukların bir şeriat militanı olarak yetişebilmeleri için kapılar açılıyor. Elbette bu konuda gereken gerçekçiliğe sahipler: Parası olanlar, çocuklarını özel okullarda okutarak bu beyin yıkama tezgahından kurtarabilirler. Üstelik böylece, devlet bütçesinden işletilen “dinle doldurma merkezleri”ni yönetmek bir nebze daha kolaylaşır.

ÖZGÜRLÜKÇÜ DEĞİL SALAKSINIZ!

Ve hâlâ “ama çocuklarını istedikleri gibi yetiştirebilmeli insanlar” diyen özgürlükçülere rastlanabiliyor!

Hayır! Çocuklar, açık fikirli, özgür zihinli insanlar olarak yetişmeli ve böylece “istedikleri tercihi yapabilmeli.” Ve bunun için giderek birer komando kampı gibi tasarlanmaya başlanan imam hatiplerden uzak durmalı. 9 yaşında çocuğu “din okuluna” gönderenler, o yaşta çocukların ellerinde makineli tüfeklerle savaştıkları, öldürdükleri ve öldükleri ülkelerin durumuna hiç ah vah etmesinler.

VE HALA İMAM AÇIĞI VAR...

Bir milyon imam hatip öğrencisi var! Ve pek çok bakanlıktan, bilim kuruluşundan daha fazla bütçeye sahip Diyanet'in Başkanı “6 bin iman açığımız var” buyuruyor. 80 bin camii var Türkiye'de.

Örgün öğretimdeki okul sayısı, 59 bin. Özel ve devlete ait olanlar, hepsini kapsıyor bu rakam. Diyanet hala “6 bin imam açığımız var” diye yakınıyor. 80 bin yeni camii daha yapsalar 86 bin imam açığımız var diyecekler. Ve imam okullarından her yıl bundan fazlası mezun oluyor. Bir milyon öğrenci, imamlık okulunda dinle yıkanırken, Diyanet 6 bin imam eksiğine üzülüyor.

İmam hatip okulları kapatılmalıdır. İlk ve ortaöğretim boyunca, ki bu 10 – 13 yıl gibi bir süreye denk düşüyor, eğitimin “dinsel” içeriği olmamalıdır. Kimse kitap yasaklamıyor! Hatta IŞİD'in yayınladığı “Esad rejimiyle savaşma dersleri” gibi kitapların bile satışı serbest.

Araştırmalar, aile içindeki dinsel ritüellerin ve aktarımların kişilerin “temel din bilgisi” edinmeleri için yeterli olduğunu gösteriyor. 9 yaşında, 12 yaşında çocuklara “imamlık” öğretilmesi din ve vicdan hürriyeti ile açıklanamaz.

MODERN TÜRKİYE BUNU NİYE YAPAR?

Bize göre şu açıktır: İmam hatiplerin kitleselleştirilmesi, devlet kademelerinde din okulu çıkışlı kadrolaşma çok tehlikeli bir tercihe işaret eder.

Türkiye, din bayrağı altında ülkeler işgal edecek bir karikatür imparatorluk olmaya özeniyor.

20. Yüzyıl'da az sayıda örneği olan “sonradan modernleşmiş, geç kapitalistleşmiş” bir ülkenin, emek sömürüsü ve yağmayla irileşmiş burjuvazisi bunu kabul eder mi? “Etmez!” demek için hiç acele etmemek lazım.

İmam hatiplerin kapatılması, eğitimde laikliği tasfiye etmeye dönük sahteciliklerin temizlenmesi, Türkiye'nin geleceğine dair bir tercihtir. Şundan emin olabiliriz: Önümüzdeki bir kaç yıl içinde imam hatip okullarını örgün eğitimden çıkarmayı başaramayan bir Türkiye, IŞİD'in özlediği İslam Devleti'nin ta kendisi olacaktır.

Peki, bu bir olasılık mıdır? Değildir. Ortadoğu'da, hele Anadolu'da bir İslam devleti ancak bir hayal olabilir. Zaten bu yolda atılan her adım, ülkenin bu yola sokulmasına verilen her onay, bu topraklarda şeriatın hüküm sürmesine değil, ülkenin mutlak bir dağılma sürecine girmesine neden olur.

Laiklik, bu yüzden bu ülke için bir varlık yokluk sorunudur. İmam hatiplerin kapatılması ise laikliğin bir varlık yokluk sorunudur.