Karakaçan for prezidınt

Türkçeye henüz çevrilmemiş, herhalde bugünlere kısmet olur çevrilir; Wikipedia’da şöyle bir madde var: Seçimlerde gösterilmiş insan olmayan adaylar. (Non-human electoral candidates)

Söz konusu pedi, çok sayıda ülkede rastlanan bir durum olarak insan olmayan adaylar göstermenin genellikle oylamanın protesto edilmesi ya da politik sistemin alaya alınmasının araçları olarak belirdiğini yazıyor. Bunun dışında da tamamen eğlence amacıyla yapılabildiğini...

Genellikle seçim kurallarında adayın insan olması gerektiğinin açık olarak (explicit) ifade edildiğine ya da adaylık şartları arasında hayvanlar için mümkün olmayan özelliklerin yer aldığına ve bu sayede hayvan-canlıların aday gösterilmesinin mümkün olmadığına da işaret ediyorlar.

Çoğu ülkede, adaylık şartları arasında erişkinliğin yer aldığını, çoğu hayvanın beklenen ömrünün çok kısa olması nedeniyle bu şartı zaten sağlayamadığını da anlatıyorlar.

Sözgelimi ABD’deki federal görevlerin (herhangi bir eyalete değil de devletler birliğine ait olanların) hiçbirine şimdiye kadar bir kedi ya da köpeğin aday gösterilememiş olduğu söyleniyor. Yaş sınırı 25 olduğu için.

Öte yandan bazı örneklerde insan olmayan adayların kabul edildiğini hatta seçildiğini anlatıyorlar!

Cumhuriyetçi Parti’nin Washington eyaleti Milton kenti seçmen temsilciliği görevine 1938 yılında 51-0 oy dağılımı ile Boston Curtis arkadaş seçilmiş mesela. Güzelce (olmalı) kahverenginde bir eşek kendisi.
Minnesota eyaletinin 1000 civarında nüfusu olan bir beldesinde bir köpek belediye başkanlığına seçilmiş 2014 yılında.

ABD sözkonusu olduğunda vatandaşın daha çok işin eğlencesinde olduğunu düşünmek uygun olur. ABD’de 1000 kişilik bir beldede neler olup bittiğini araştırmak gibi bir şeyi iş edinecek halim yok, sadece tahmin ediyorum: Cormorant beldesi sakinlerinin 7 yaşındaki Dük’ü tamamen bir hayvan sempatisinin ifadesi olarak seçmiş olmaları da mümkün, beldenin eski belediye başkanını alaya almak için de.

Bizde de hayvanlarla olmasa da bu tür protest nedenlerle ortaya çıkmış garip seçim sonuçları var. Yanlış hatırlamıyorsam Maraş ya da Adıyaman’ın alevi yoğunluklu ilçelerinden birinde bir önceki CHP’li başkanın yiyiciliğini protesto etmek için AKP’li bir başkan seçilebilmiş, bir yerel seçimde! Yine bildiğim kadarıyla bu “başkandan” çok memnun değillermiş ama yaptıklarına pişman da olmamışlar.
Her neyse; biz insan olmayan adaylar bahsinden çok uzaklaşmayalım.

Daha çok bilinen önemli bir örnek ise, okur bunu hatırlayacaktır, protest yönetmen Michael Moore’un 2000 yılında ABD’de yapılan başkanlık seçimlerinde bir Fikus ağacını aday göstermesi.
Moore, bir saksıyla taşınabilecek ebattaki adayını ülkenin çeşitli eyaletlerinde dolaştırmış ve mitingler düzenlemişti.

Gerçi 2000 yılında Fikus ağacını meşhur ve rezil ABD başkanlık sisteminin karşısına diken protest Moore, çok kısa süre sonra sırayla Obama’da ve Hillary’de “ciddi” başkan adayları bulacak kadar naçar kalmıştı ama bunu şimdilik boş verelim.

Bizde buna denk olabilecek bir aday Karakaçan olabilir gibime geliyor.

Birincisi, eşek kelimesini (muhtemelen ortasında yer alan ‘ş’ ünsüzünün verdiği şehvetle, eşşşek diye telaffuz ederek) biz çoklukla küçültücü bir hakaret olarak kullansak da eşeklere milletçe bir düşkünlüğümüz vardır.

Çok yük çeken, (biraz zorbalıkla da yaptırılsa) çalışan bir arkadaşımızdır. Köylük Türkiye’de ona çok minnet duymuşluğumuz olmalı. Üstelik yoksul köy hanelerinin bazen tek edinebildiği üretken emekli hayvancağız olmuştur.

Öte yandan eşeğe milli sempatimizin bu pragmatik yanımızdan çok, olmak isteyip de bir türlü olamadığımız bazı şeyleri eşeğin temsil etmesi ile ilgili olduğunu düşünmek mümkün.

İnatçı, kişilikli hayvandır eşek. İnadı tuttu mu bir şey yaptıramazsınız ona. Döve döve yaptırabilirsiniz tabii. Bazen inadından dayak yiyerek can verdiği görülse de. (Bakın burda da bazı ibretler var.)

Sağı solu belli olmaz. Ki bu gelişkin ve karmaşık bir zekanın belirtisi değildir de nedir? (Bu arada sağı solu belli olmamak, inatçı olmak gibi vasıflara bakıp, bir türlü kurtarıcı aday olup olmayacağını açık etmeyen kimi yurttaşlarla benzerlik tespit etmeye kalkmayın. Onların sağı da belli, inatçılıklarından değil hesapçılıklarından böyle yaptıkları da...)

Güzel gözlüdür. Tartışmasız!

Emekçi, inatçı, kişilikli, akıllı, güzel gözlü... Ve daha başka şeyler.

“Yok artık...”
demeyin.

Biz son birkaç günde demedik bunu. Meral Akşener, Abdullah Gül, Kesici, Abdüllatif Şener...

Bu isimler kurtarıcı ilan edildiğinde “yok artık...” demedik, demediniz.

Her neyse.

Yanlış anlamayın, işin şakası bu, yani şakanın da şakası. Demokratik şaklabanlıklara eşekli şakalarla yanıt vermek bir çıkış değil. Protest mizahı yegane politik mücadele aracı seçmedeki çaresizliği, burada bir çıkış yolu olmadığını gösteren bir sürü ibret örneklerimiz var; Michael Moore başta.

Lakin çaresiz değiliz diye başkalarının yaptığı eşek şakalarını ciddiye alacak da değiliz.

Yoksa 23 Nisan’da çocuklaşma hakkını kullanan başkaları da var da, biz mi anlamıyoruz?