Allahım, sen konuyu biliyorsun

Televizyon muhabiri, "yılbaşı çekilişi öncesi Nimet Abla gişesi" haberi yapıyor.

Suratındaki muhteşem gülümseme ve yansıttığı müthiş heyecan öyle ki, "Nimet Abla'dan piyango bileti almak için kuyruğa girmişlerin, ellinci kez haberini" değil de Amazon ormanlarının derinliklerinde yaşayan bir Neandartal topluluğu ile ilk karşılaşmanın haberini yaptığını düşünebilirsiniz.

Geriliğin ve cehaletin değil vasatın ve ortalamacılığın hakimiyeti altında bir ülkede bu vasatlıktan bir yılbaşı yazısı çıkartırken duyarmış gibi yaptığım heyecandan bile sahte bir haber.

Eğlenceli vasat şu: Hanım kızımız bir amca beye mikrofonu tutuyor.

-Neardan geldinız?

-Yozğattan.

-Yozgattan buraya kadar gelip bu kuyruğa girdiniz! Nimet Abla'dan bilet almak için?

-Evet.

-Peeykii. Ne yapıcaksınız size çıkarsa büyük ikramiye?

-Yani. Bilmiyorum.

-Düşünmüşsünüzdür canım.

-Hee.

-Yozgat'tan buraya gelene kadar düşünmüşsünüzdür.

-Hee düşündüm.

-Ne düşündünüz peeyki, ne yapacaksınız size çıkarsa?

-Ev alacaam, fakhir fukharaya yardım edecağam.

Yok, Yozgatlılığına takmışlığımdan değil. 

"Hısım akrabanın cebe indirdiği milyarlara sesiniz çıkmasın ki, Amerika'ya kafa tutabilelim" diyenlere rekor oylar veren kentten gelen bir yurttaşın, "piyango bana çıksın ki fakhir fukharaya yardım edeyim" demesindeki tutarlılığı görmeden edemiyorum yine de.

Hay allah! Oysa bugün ülke siyasetindeki büyük açılım tasarılarıyla bize büyük ufuklar açmaya hazırlanan aydın siyasetçilerimiz ve onların bitmeyen birlik projeleri hakkında yazmam gerekirdi...

Kusura bakmayın, kararsız kaldım. "Yeni yıl yazısı" konseptinin vasatlığına uygun bir vasatlık hangisinde emin olamadım. 

Sonra da liberal aydında değil, Yozğatlı filantropta karar kıldım.