Artık böyle

Mehmet Erdemli'nin “Artık böyle” başlıklı yazısı 05 Şubat 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Mümkün olduğu kadar kaçırmamaya çalışırım. İzlediğim çok önemli üç dergiden biridir İngiliz Economist. Bazen kısa analizleri, uzun uzun yazdıklarından daha da çarpıcı olan bu derginin sayfalarında, Türkiye de konuk edilir sık sık.

Ancak fazla “Avrupamerkezci” bakıştan kurtulamamanın verdiği bir tutumla, üstten bakan bir yaklaşımı da olur Türkiye ile benzeri ülkelere tabii. Yine her zaman değil ama, bazen ele aldığı bir konuya çok yüzeysel baktığı da vakidir. Son sayısında Türkiye’ye ilişkin haberi de böyleydi. Ancak ne yalan söyleyeyim, bu kez yüzeysel yaklaştığı için dergiye öfkelendiğimi söyleyemem.

Başbakan Erdoğan’ın kürtaj karşıtı söylemi ile ailelere üç çocuk önerisinin dini boyutuna değinmemesi tabii ki eksiklik ama Ali Rıza Demircan adlı “büyük cinsellik uzmanı” ilahiyatçının “cinsel ilişki ibadettir” sözüne uzun uzun ne tür bir analiz yapabilirdi ki dergi? Ya da yine cinsellik konusunun, serbest ilişkinin, çokeşliliğin büyük savunucusu Sibel Üresin adlı dindar “yaşam koçu”nun sözlerine nasıl “derinden” bakabilirdi? O nedenle, “tuhaf ama gerçek” tadında bakmış, yaklaşmış meseleye. Simbad’ın ya da Ali Baba’nın ülkesini anlatıyor tarzda. Dedim ya, öfkelenmedim bu kez. Nasıl yaklaşmalıydı bir dergi bu meselelere ki?

Memlekette İslam, cinsellik, çokeşlilik tartışmalarının arttığını ileri sürmesi doğru ama eksik. Bu tür son derece “hayati” meseleleri konuşanların hep İslamcı taife olduğunu yeterince belirtmemiş mesela. Economist okuyucuları Türkiye’de evlililiğin, ilişkilerin sosyal yaşamdaki yansımalarıyla boğuşulduğunu öğrenmemiş oluyorlar ayrıca. Aynı okuyucular, cinselliği ibadet gibi düşünüp “yeni bir dini rituel” uydurduğuna da inanacaklar memleket ahalisinin. Dergi, Başbakan’ın onca çabasına rağmen ailelerin üç çocuk konusunda pek de istekli olmadıklarını, bu konuda yayınlanan istatistikleri hatırlatarak vurgulayabilirdi.

Ama bunun yerine, İslami internet sitelerinde cinsel ilişki biçimleri konusunda öneriler verildiğini okucularına duyurmayı seçti. Memleketteki İslami gelişimin ünlü dergiye yansıması böyle. Dergideki haberde, Türkiye’de bir dönem ordunun da Kürt sorununun da tartışılmasının tabu olduğu belirtilerek, bugün bunların konuşuluyor olmasının olumluluğuna dikkat çekiliyor. Bu da “İslamcı hükümetin” başarısı olarak veriliyor elbette. Erdoğan hükümetinin tersine Suriye’de Beşar Esad iktidarını desteklemenin sorun olabileceği de belirtiliyor ki, dergi yeni tabunun bu olduğunu ima ediyor. Bu konuda hak vermemek elde değil. İngiliz dergisine.

En rahat, konuşulmasında risk olmayan konuların seks ile İslam olduğunun altını da çiziyor ki, haksız sayılmaz tabii. Televizyonlarda eskiden sadece Ramazan ayında konuşulmasına alıştığımız konuların artık her gün bir sohbet konusu olduğuna tümüyle değinmese de, dergi ülkedeki İslamileşmenin yansımalarına bir hayli dikkat çekmiş.

Türkiye artık böyle anılan bir ülke. Economist de gördüğünü yazıyor. İslamileşmeden söz etmişken, para löpleyen İslamcı holdinglere, dinci rant sektörüne de söyle bir değinmesi yerinde olurdu ama İslami yönelişin magazin yanlarını vurgulamayı tercih etmiş.

Artık böyle haberler okuyor İngiliz okuyucular Türkiye ile ilgili olarak. “Raki, şiş kabap”tan nerelere gelindiğini de görüyor haliyle.