Değişen Sokak Adları MEHMET BOZKURT

KENTİN SESİ - ANKARA yazıları

İbrahim Melih Gökçek'in yol haritasını çizen danışmanlarından olup takdirlerime en çok mazhar olan tüccar terzi Seyfi Bey olmuştur. Kuşkusuz Melih Gökçek'in adının başına (i) kısaltmasını koymayarak adını bütün çıplaklığı ile yazma titizliğim dikkatinizden kaçmamıştır. Bunun nedeni, erken yaşlarda belagat sahibi olmuş futbolseverlerin maçın düdükçalıcısı'nın takımları aleyhine çalmış olduğu düdüğü kınarken kullandıkları, hani hiç de zarif olmayan imgenin simgesi (i) harfinin Melih Bey'de "aşırı alınganlığa bağlı huysuzluk sendromu" yarattığını, kendisiyle yapılmış bir söyleşiden sezinlemiş olmamdır. (Ne cümle ama!)

Seyfi Bey 20 yıldır Ankara büyük şehir belediyesi'nde meclis üyeliği ve başkan vekiliğinin yanısıra "Başkanın sokak adlarından sorumlu ceo"sudur. Buna geleceğim ama önce tüccar terzi kimliğini azıcık deşelemek istiyorum. Bildiğim kadarıyla terzi olmak için boyundan iki tarafa doğru sarkan mezronun üzerinde işaretli rakamları ve bu rakamları kumaş üzerine işaretliyecek sabun parçası yeterlidir. İşin elbette ustalık yanı vardır ve saygı değerdir ancak Seyfi'nin tıpkı sahip olduğu lise diploması gibi "ustalık belgesi"nin de sahte olduğundan kuşku duymuyorum. Eh, bu durumda "Tüccar Terzi" unvanının "terzi" faslını ciddiye alıp, hele bir pantalon diktireyim şuna derseniz, ölçülerinizi doğru alsa da pantalonuzun fermuarının arka tarafınıza gelmesi mukkadderdir. Bilmiyorum ama bunun estetik olarak pek hoş olmayacağı, kimi sorunlara da neden olacağı açıktır... Yine de siz bilirsisiniz... Benden söylemesi... Ha, tüccarlığına gelince, şu kadarını söyleyebilirim: Bıyıkları Melihimtrak, sırıtışı Kemal Unakıtan'dır...

***

Ankara Çayyolu Angora Sitesi sakinleri bir sabah uyanıp sokağa çıktıklarında siteninin kuruluşundan beri adı Angora olan bulvarlarının, Saltoğlu Bulvarı'na dönüştüğünü görünce Saltoğlu'nun tarihte kurulan 16 Türk devletinden biri olma olasılığını düşünerek sessiz kalmayı yeğlediler. Sessizilik döneminde yaptıkları araştırmada tarihte bu adı taşıyan bir Türk devletinin olmadığı, Osmanlı öncesi Anadolu'da da bu adla anılan bir beylikten söz edilmediği bilgisini çıkınlarına yerleştirip, Türk büyükleri faslında da sürdükleri iz boşa çıkınca ne yapsınlar, yönlerini Türki Cumhuriyetlere çevirdiler. Bunun bir yanıyla iyi olduğu söylenebilir. Çünkü, örnek olsun, elli yılı aşkındır numaratik adlandırılan cadde adlarının Taşkent, Bişkek, Aşkabat gibi adlarla değiştirilmesinin kaynağını öğrendikleri gibi coğrafya bilgilerini de pekiştirdiler.

Ancak Melih Bey'in "sokak adlarından sorumlu ceo'su" Saltoğlu'nun bulduğu bazı cadde adları var ki Ankaralının şurasına getirmiş ve "Dana büyür öküz olur, çengel otu sakız olur, sen adam olmadın ki" türküsüyle sokağa dökülmesine vesile olmuştur. 40 yıllık Bilir sokağının adı geceden sabaha "Abay Kunanbay"a dönüştürülünce, bu değişime sokağın hemen burnunun dibinde Güniz sokakta oturan Süleyman Demirel'in darıldığı taksici taifesininin de pek bozulduğu Ankara sokaklarında epeyce bir süre ağızdan ağıza dolanmıştır. Süleyman Beyin darılmasının nedeni evden sokağa çıkışlarında, makam aracı tam köşeyi dönerken kaçınılmaz olarak gördüğü "Abay Kunanbay" adını, her nedense bilinmez, "Kurmay Albay" olarak okuması, bunun da kendisini yıllar önce, 12 eylül darbesi sonrasında evinden alıp, kısa bir ikametgah değişikliği için Zincirbozan'a götüren subayı anımsatması imiş.

Taksici taifesinin bozulma nedeni ise son derece basit: telafuz meselesi...Yine de taksicilere şükür duası yapmalarının kendilerine iyi geleceğini söylemeden geçemeyeceğim... Şimdi sıkı durun taksiciler ve "Gurbanglu Berdummuhamedov"u telafuz edin. Bu da yeni caddelerimizden biridir de... Meraklısı için not: Bu zat, geçtiğimiz yıllarda aniden bu dünyayı terkeden Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov'dan sonra gelendir. Biliyorsunuz Saparmurat, saçı, sakalı, baleyi, arabada radyoyu, ağızda altın dişi yasaklamış yılın aylarına ve bazı önemli günlerine kendi mübarek adı ile birlikte annesinin, bacanağının, baldızının adlarını vererek çok sayıda şirinlikler yapmış "salih" bir kişi idi.

Onunla artık aynı dünyayı paylaşmıyor olmamız ne kötü...

***

Billboard'larda Melih Bey'in "ceo"su Tüccar Terzi Saltoğlu'nun doğum günü nedeniyle (Doğumu, İsa'dan sonra 1944) çocuklarının kutlama mesajlarının bir hafta boyunca sergilenmesi ve Ankara halkının bu vesile ile "Kutlu Doğum Haftası"ndan haberdar edilmesi Saparmurat'ınkiler kadar yaratıcı olmasa da alkışa değer bulduğumu belirtmemek hakseverliğime yakışmayacaktır. Belirtiyorum...

***

Çayyolu Angora evleri ahalisinin Saltoğlu'nun henüz tarihsel bir değere erişmemiş bir zat olduğunun ayrımına varmaları üzerine mahkemeden aldıkları "İsmi caddeye verilecek özellikte kişi değil" kararını ilgili yere vermelerinin ardından İlgili yer mahkeme kararına uyarak cadde adını değiştirmiş yeni tabela caddenin başına çakılmıştır: "S.Saltoğlu Bulvarı."

Ahali yeniden mahkemeye başvurarak "İsmi caddeye verilecek özellikte kişi değil" kararını bir kez daha çıkartmıştır. Karar ilgili yere götürülmüştür, ilgili yer mahkemenin kararına uyarak tabelayı kaldırmış, caddenin yeni adını da çakmıştır: "Saltoğlu Caddesi"

Ahali yeniden mahkemeye can havliyle seyirtmiş mahkemeden "İsmi caddeye verilecek özellikte kişi değil" kararını bir kez daha çıkartmıştır. Karar ilgili yere götürülmüş, ilgili yer mahkemenini kararına uyarak "Saltoğlu Caddesi" tabelasını kaldırmış ve yeni tabelayı çakmıştır: "Angora Saltoğlu Bulvarı"

Biliyorum inanılması güç ama yalansam evin yolunu bulamayım...

Bitirirken, habire zikredilen "ilgili yerin" Tüccar Terzi S.Saltoğlu olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Şuraya yazıyorum bunlardan kurtulmazsak bize Saparmurt'ı aratırlar, biir. "Gugbanglu Berdummuhamedov"u sular seller gibi ezberletirler bu iki. "Angora Saltoğlu Bulvarı"nın neye dönüşeceğini şiddetle merak ediyorum bu da üç.