Dilipak’ın Freudyen dil sürçmesi (mi?)

Bangladeş’te idam edilen İslamcı lider Abdülkadir Molla’nın ardından yazıyordu Abdurrahman Dilipak iki gündür.

“Kim di bu Abdülkadir Molla, ona bir bakalım. Suçu neydi. ‘Birliği, Vahdeti’ savunuyordu” diye tarif ediyor meseleyi.

Sözde Molla, “birliği” savunduğu için idam edilmiş!

Bangladeş’in ulusal bağımsızlık mücadelesinde Pakistanlı işgalcilerle birlik olan bu adamlar, binlerce sivili öldürdü. Razakar, El Bedir paramiliter örgütleri Cemaat-i İslami’nin yapılanmalarıydı ama, Dilipak’ın işine gelmiyor bunlardan bahsetmek tabii.

Fakat, yazısında öyle bir ifade var ki, şu “birlik, vahdet” argümanının nasıl faşist bir zihniyet olduğunu kendisi de açığa vuruveriyor.

Önce şöyle diyor Dilipak: “Oysa Pakistan ne hayallerle kurulmuştu.. ‘Pakistan’ Urdu dilinde ve Farsça’da ‘Pak ülke’ anlamına gelmektedir. İlk olarak ‘PAKSTAN’ sözcüğü Choudhary Rahmat Ali tarafından 1934 yılında ‘Steril İslam coğrafyası’ anlamında telafuz edilmiştir ve İngiltere’nin eski Hindistan sömürgesinin 5 eski eyaletinin harflerinden türetilmiştir.”

Ardından şu paragraf geliyor: “Doğu Türkistan ve HUİ müslümanları ile Çin’i ve Hindistan’daki müslümanları saymazsak, Pakistan 180 milyon nüfusu ile dünyada müslümanların çoğunlukta olduğu ikinci devlettir ve ayrıca ikinci en büyük Şii nüfusuna sahiptir: İslam 173.000.000 (%97) (ağırlıklı Sünni, %5-20 Şii ve %2,3 Ahmedi ). Hinduizm 3.200.000 (%1,6), Hıristiyan 3.800,000 (%1,6), Sih 20.000 (%0,001). Aslında Pakistan da artık steril bir İslam Cumhuriyeti değil..”

Yaa…

“Steril bir İslam Cumhuriyeti” değilmiş, çünkü az da olsa Hindu, Hıristiyan, Sih falan varmış.

Dilipak “temizlemek” niyetinde, kısacası…

Tıpkı şu sıralar Suriye’deki cihatçı kardeşleri gibi.