Krizden Söylemler, İnsan Manzaraları

Northern Star, Bear Sterns, Freddie Mac, Fannie May, Lehman Brothers, Merrill Lynch, AIG, HBOS, Morgan Stanley... Birkaç ay içinde Amerika'da, Britanya'da batan, iflas edip kapılarını kapatan devletleştirilen, başka sermaye gruplarınca ucuza kapatılan, batmanın eşiğinde debelenen dev şirketlerin listesi... Amerika'daki en büyük dört yatırım bankasından üçü ve dünyanın en büyük sigorta şirketi bu listenin içinde. Küçüklere gelince sayı o kadar kabarık ki, liste yapmak imkânsız.

Aşağı yukarı her ay borsalarda kötü geçen birkaç günden sonra uzmanları, "dibe vurduk, en kötüsü geride kaldı" yorumuna götüren canlanmalar oluyor. Bu hafta da böyle oldu. Bir önceki Cuma patlak veren felâket haberleri, haftanın ilk üç gününü dramatik bir çöküntü ile başlattı. Son iki günde ise, birkaç müdahale borsayı yukarı çekti Wall Street Journal'in ifadesiyle, "devlet müdahaleleri günü kurtardı".

Batı iktisat düşüncesi içinde "devlet müdahalesi" dendiği zaman sosyalizmi anlayan fanatik serbest piyasacılar vardır. Borsalardaki çöküntüyü, en azından şimdilik durduran son önlemler karşında da aynı çevreler hayıflandılar. Neydi onları üzen devlet müdahaleleri? En önemlisi, ABD hükümetinin Kongre ile görüşmelere başlayarak, büyük finans kuruluşlarının, bankaların ellerindeki batık ve değersizlenmiş tüm menkul varlıkları, örneğin tahsili fiilen imkânsızlaşmış alacaklarını devralmasına imkân verecek belki de bir trilyon dolarlık bir fon oluşturma girişimi... Başkaları da var: New York borsasındaki bazı bazı spekülatif işlemlerin dondurulması... Batılı merkez bankalarının döviz piyasalarına akıtılabilecek 180 milyar dolarlık bir fon oluşturması ... ABD hazinesinin FED'in tükenen kaynaklarını beslemesi...

Fanatik serbest piyasacılar için başka kötü haberler de var: Bir süreden beri, batma eşiğine gelen Amerikan şirketlerinin üçüncü dünya ülkelerinin rezervlerinden oluşan devlet fonlarına avuç açmaları örneğin şu anda iflas eşiğinde olan Morgan Stanley'in hisselerinin bir bölümünü Çin'e satma girişimi... Bunlar, yaraya tuz basmaktadır.

***

Emperyalizme "tekelci kapitalizm" çözümlemesi içinden bakanlar için bu olguların şaşırtıcı hiçbir tarafı yoktur. Serbest piyasacı fanatiklere soralım: "Niçin şaşırıyorsunuz? Lenin'i okumanıza gerek yok elli küsur yıl saygın Başkanınız Eisenhower, görevden ayrılmadan önce, askerî, endüstriyel şebeke diye adlandırdığı olgunun siyasi iktidarı kontrol çabalarının yarattığı tehlikelere dikkat çekmedi mi? Yıllardan beri dev şirketlerin siyaset üzerindeki dayanılmaz baskısını belgeleyen, teşhir eden siyaset bilimcileri, gazetecileri, filmleri nasıl görmezlikten gelebilirsiniz? Şimdiki başkanınız Bush'un petrolcü sermayeyle sımsıkı göbek bağları yok mu? Başkan yardımcınız Cheney, Beyaz Saray'a Halliburton şirketinden transfer olmadı mı? Ve Halliburton'un Irak'ta çoğu kez ihalelere bile girmeden yer milyarlarca dolarlık iş almasını sağlamadı mı?"

Kısacası, Amerikan devletiyle büyük sermaye arasındaki sıpsıkı, organik bağları gösteren sayısız olgu ve çözümleme dikkate alındığında, ABD hazinesi ve merkez bankası batmakta olan dev finansal şirketler karşısında elbette hareketsiz kalmayacaktı ve "kurtarma" senaryolarını hayat geçirecekti. Tek ayakbağı, "serbest piyasacı" fanatiklerin gerçek-dışı, yapay doktrinleri değil, Amerikan tarihinden kaynaklanan "popülist" bir eleştirinin patlak vermesidir: "Vergi mükellefleri olarak bizim sırtımızdan zenginleri kurtaramazsınız..."

Serbest piyasacı sahte doktrini, Amerika'da ne siyasetçiler, ne de patronlar ciddiye alır. Bu düşünce tarzı, Türkiye gibi ülkelere elverişli koşullarda neoliberal reçeteleri pazarlamak için işe yaramıştır.

***

Amerika'da TV kanalları iflâstan sonra Lehman Brothers ofislerinden işlerini kaybetmiş olarak çıkan yatırım bankerlerini göstermiş. Bir yazar (Jason Flores-Williams, The Nation, 18 Eylül) bu sahneyi seyrederken "hissiyatını" şöyle ifade ediyor:

"Bu yatırım bankerleri işleri dışında hiçbir şeyle, örneğin keselerini ilgilendirmedikçe siyasetle ilgilenmezler. Ortalama yılda 280 bin dolar kazanırlar. En pahalı konutların, lokantaların, barların, giyim mağazalarının, evcil hayvanların ve telekızların müşterileri onlardır. Zaten çoğunlukla seçkin ailelerin ayrıcalıklı çocuklarıdır."

"Dünya paramparça olmuş. Ekonomik sistemimiz yeryüzünün mahvına katkı yapıyor. Her köşe başında adaletsizlik var. Yatırım bankerleri ise hayatlarını sadece olabildiğince çok para kazanmaya adamışlar ve yaptıklarının sonuçlarıyla hiç ilgilenmmezler."

"Canları cehenneme. Piyasaların çökmesi, sonunda, belki hepimize felâket getirir ama bir dakikalığına da olsa bu adamların mutsuzluğundan keyiflenelim. İşsizliklerini, bunalımlarını birer kadeh kaldırarak kutlayıverelim."

Mel'un herif elbette Orhan Veli'nin sokak kedisi gibi komünist...