Sen çok yaşa kral

Kerem Esenoğlu'nun “Sen çok yaşa kral” başlıklı köşe yazısı 19 Aralık 2012 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Ürdün Kralı Abdullah’ın, doğum gününde halkın para harcamaması konusunda bir emir çıkarttığını duyanlar, genç kralın tutumuna şaşırmış olabilirler. Haksız da değiller. Çünkü bir başka arap ülkesinde görülmemiş bir biçimde başarılabilmiş bir kabileler ittifakı olan bu küçük ülkede kral her şey demek. Ortadan kalkması halinde Ürdün’ün dağılacağı kesin. O nedenle krala hürmet bazen aşırı bir hale bürünüyor. Bu tür bir hürmeti tebaasının bağlılığı açısından yararlı gören kralın şimdi, “artık günümü kutlamayın” diye emir çıkarması şaşırtıcı geliyor.

Şu malum, “Arap Baharı” denen sürecin etkisindeki ülkelerden biri Ürdün. Kral’a saygı büyük ama bu saygı halk korkutularak sağlanmış olmalı. Çünkü kralı eleştirmek yasalara göre suç. Bu nedenle öfke şimdilik kral dışındaki yöneticilere yöneliyor sık sık. Aslında bunun kralı hedeflediği bilinmiyor değil. Bu nedenle her toplumsal ayaklanmada kralın başbakan değiştirdiğini görüyoruz.

Ürdün’ün tam beş milyar dolar açığı var. Az değil bu. Petrolden yoksun bir ülke olduğu için sık sık petrole zam yapılıyor. Geçen ay binlerce kişi bu zamları protesto etmek için büyük çaplı gösteriler düzenlemişti. Bu gösterilerde göz altına alınan 116 kişiyi de serbest bıraktı kral. Yani ülkede her an patlamaya hazır bir ayaklanmayı önlemek için halkı yatıştırma çabasında Kral Abdullah. Sadece bunu değil, sık sık hükümeti fesh etme gibi önlemlere de (!) başvuruyor. Geçtiğimiz Şubat ayındaki gösteriler nedeniyle başbakanı görevden almış, kabineyi dağıtmıştı. Bunu birkaç kez daha yaptı.

Ürdün ABD, Mısır, Hamas, Suriye arasında kalmış bir ülke. Bu güçler arasındaki ilişkilerin kesişme noktası adeta. Bu nedenle de kırılgan bir yapıya sahip. Ancak parlamentodaki yoğun anti-Amerikancılık başını daha da ağırtacağa benziyor. Çünkü hatırı sayılır çoklukta bir milletvekili topluluğu geçenlerde “Amerikan ürünlerini kullanmayacağıma, ülkeye sokmayacağıma ve ailemin de bu malları kullanmasına izin vermeyeceğime yemin ediyorum” diyerek ülkenin İsrail’le ilişkileri normalleştirmesine itirazlarını dile getirdiler. Bu tepkinin sokakta zaten mevcut olan hoşnutsuzlukla buluşması kralın en büyük endişesi.

Ürdün’de hükümet için en tehlikeli iş akaryakıt fiyatlarına zam yapmak. Bu, halkı gerçekten çıldırtan bir durum. Bu nedenle zamları protesto etmek amacıyla sık sık sokağa dökülüyorlar. Kabine, akaryakıt için verdiği sübvansiyonları iptal edince de büyük gösteriler gerçekleştirildi.

Hükümet, IMF’den gelecek 2 milyar dolarlık yardımı garanti altına almak için bu zam kararlarının gerekli olduğunu savunadursun, protestocular hem de ilk kez artık eleştirilerini Kral Abdullah’a yöneltmeye başladılar. AP, krala karşı atılan sloganlar arasında “Abdullah, sana rağmen özgürlük Allah’tan” sloganının olduğunu da duyurdu ki, Ürdün’de hanedan açısından tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor bu.

Ev tipi gaza yüzde 50’den fazla, dizel ile gaz yağına yüzde 33, düşük kaliteli benzine ise yüzde 15 zam yapılınca tepkinin nereye yöneldiğinin bir önemi de yok aslında. Halkın öfkelenmesi için çok önemli gerekçeler bunlar.

Ürdün’de de sisteme yönelen tepkilerin çoğunlukla İslamcı tepkiler olduğu biliniyor. Yani halkın yağmurdan kaçarken doluya tutulması ihtimali çok yüksek. Ortadoğu’daki gerici, dinci şiddet unsurlarının ülkede uzantıları da var bir hayli. O nedenle laik, liberal, hatta kimi sol kesimler kralın -hemen olacak bir şey değil ama- gitmesi halinde yerine gelecek olan yapının çok daha korkunç bir yönetim olacağı konusunda hemfikirler. Yoksul itirazlarının İslamcı taleplerle dile getirilmesi ciddi bir tehlike. Protestoculara işin özünün iyi anlatılması gerekiyor bu yüzden. Yoksa kralın halkı daha da kızdıracağını düşündüğü için doğum gününü tatil olmaktan çıkarıp, kendisi adına para harcanmamasını istemesini zafer gibi görmeye devam edebilirler.